Saadet Partili Kılıç'tan İklim Kanunu'na ilişkin açıklama

Saadet Partili Kılıç'tan İklim Kanunu'na ilişkin açıklama

ANKARA, (DHA)- SAADET Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, “Türkiye’nin üretim özgürlüğünü kısıtlayacak İklim Kanunu teklifini kabul etmeyin, bu kanun teklifini derhal geri çekin. İklim Kanunu, içerik bakımından iklimden çok sermaye ve sömürü ile ilişkilidir” dedi.

Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi. Kılıç, “Zirai don, ekili ve dikili tarım alanlarında etkili olmuş, sebze ve meyvelerin neredeyse tamamı olumsuz etkilenmiştir. Bu felaket, sadece bölgedeki üreticilerimiz için değil, ülke ekonomisi açısından da ciddi kayıplara sebep olacaktır. Zararın telafisi için felaketten etkilenen illerimiz ivedilikle afet bölgesi ilan edilmeli, gerekli zarar tespit ve telafi çalışmaları gecikmeksizin yapılmalıdır. Zira, birçok ilimizde tarımsal üretim sezonu neredeyse başlamadan bitmiştir. Bunun manası şudur; gerekli tedbirler alınmazsa, zararlar telafi edilmezse halihazırda yüksek olan gıda enflasyonu ne yazık ki daha da yükselecektir. Tarım ve Orman Bakanlığımız derhal ilave destekler açıklamalıdır. Zarar gördüğü tespit edilen üreticilerimize şartlarına bakılmaksızın destek sağlanmalıdır” diye konuştu.

Kılıç, sözlerine şöyle devam etti; “İsrail Gazze’de soykırım yapıyor. Çocukların çığlıkları, annelerin feryadı arşı-alayı titretirken İsrail’e mal satanlar, petrol akıtanlar var. Yazıklar olsun. Amerika İsrail’in en büyük suç ortağıdır. Gazze’yi bir inşaat sahasından ibaret gören Trump ile dostluk kuranlar var. Yazıklar olsun. Trump’un övgüsü ile övünecek kadar yolu şaşıranlar var. Yazıklar olsun. Acaba Trump sizi neden övdü? İsrail’le ticareti gerçekten kesmiş olsaydınız da sizi över miydi? İsrail’e akan petrolün vanasını kapatsaydınız da Trump sizi övecek miydi? Gazze için gerekeni yapmış olsaydınız, İsrail’in suç ortağı tarafından övülecek miydiniz? Hayır. Siz gerçekten mazlumun yanında olmuş olsaydınız zalimler sizi asla övmezdi. Katil Netanyahu, Gazzelileri kabul edecek iki büyük ülkeyle görüşmelerin sürdüğünden bahsediyor. Ve yine havuz medyası, ‘Gazze ve hicret’ ifadelerini bir arada kullanmaya başladı. Nedir yapılmak istenen? Yoksa siz tehcire hicret diyerek bunu normalleştirmeye mi çalışıyorsunuz? Canı pahasına yurdunu terk etmeyen Gazzelilere sürgünü kabul ettirmeye mi çalışacaksınız? Nedir bu ‘Gazze planı’ dedikleri? Çıkın ve kamuoyunu aydınlatın. Siz bu planın neresindesiniz? Gazze’nin boşaltılması kabul edilemez. İsraillin işgal ve soykırımı normalleştirilemez. Gazzelilerin sürgün edilmesi, Gazze'nin tamamıyla İsrail'e verilmesi anlamına gelir. İktidara ve iktidar milletvekillerine sesleniyorum; sakın ha, bu planın ortağı olmayın. ABD’den F-35 parçaları yüklü ‘Maersk Detroit’ isimli gemi yola çıktı. 28 Nisan’da Mersin Limanı’na uğradıktan sonra İsrail’e geçeceği söyleniyor. Bu geminin Türkiye topraklarına girmesine izin vermeyin. Gazze’deki katliamların parçası olan bu sevkiyatın durdurulması için harekete geçin. Bu sevkiyatı durdurmaya gücünüz yetmiyor olabilir, ancak hiç olmazsa limanlarımızı bu katillere kullandırıp, milletimize bu utancı yaşatmayın.”

Kılıç, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen İklim Kanunu teklifine ilişkin, “Türkiye’nin üretim özgürlüğünü kısıtlayacak bu düzenlemeyi kabul etmeyin, bu kanun teklifini derhal geri çekin. İklim Kanunu, içerik bakımından iklimden çok sermaye ve sömürü ile ilişkilidir. Tarım ve hayvancılığı doğrudan etkileyecek bir kanun teklifidir ancak, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda konuşulmadan genel kurula getirilmiştir. Konudan etkilenecek paydaşların görüşü alınmamıştır, çiftçiler, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları sürece dahil edilmemiştir. Kamuoyunun bunca tepkisine rağmen, bu kanunu meclise getirenler konu ile ilgili en ufak bir açıklama yapmamıştır. Neresinden bakarsanız bakın, problemli bir süreç yürütülmüştür. Adeta yangından mal kaçırır gibi, kanun teklifi meclise getirilmiş ve meclisten geçirilmeye çalışılıyor. Türkiye’nin geleceği Avrupa’dan alınan fonlar karşılığında ipotek edilemez. Türkiye’nin üretim özgürlüğüne, kalkınma hakkına pranga vurulamaz. Dünyadaki kirlilikten şikâyet ediliyorsa, evvela dünyayı kirleten dev devletler ve çok uluslu şirketler faaliyetlerini sınırlandırmalıdır. Ancak bu yapılmazken, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere dayatılan yükümlülükler elbette kabul edilemez” dedi. (DHA)