Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl’den İmamoğlu’na destek: "Millet İttifakı’nın üstünde bir birlikteliğe ihtiyaç var"

(ESKİŞEHİR) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını değerlendiren Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, "Millet İttifakı’ndaki süreci birlikte düşündüğümüzde onun çok daha üstünde bir birlikteliğe ihtiyaç var. Bu Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. AK Partili insanların da bu süreçten memnun olmadığını biliyorum" dedi.
Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ilişkin konuştu. Bingöl, sokak eylemlerini değerlendirdi. Türkiye’nin kaotik bir ortama sürüklenmemesi noktasında herkesin dikkatli ve bilinçli olması gerektiğini söyleyen Bingöl, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını da eleştirdi.
"Dış siyaset bağlantısının da olduğunu düşünüyoruz"
Bingöl, "Biz bu operasyonun sadece iç siyasetle olmadığını dış siyaset bağlantısının da olduğunu düşünüyoruz. Bizim genel başkanımız önceki gün bir cümle kullanmıştı; 'biz hukuk devletine işaret ettikçe ülkemiz bir kabile devletine dönüştü'. Özgür bir ülke inşa edelim dedikçe ülkemiz göz altılarla anılan bir yer haline geldi. Milletimiz 28 Şubat’taki hukuksuzlukları bir daha yaşamasın diye bu iktidara oy vermiş ancak bugün telafisi çok zor hatalarla karşı karşıyayız. Böylesi bir tablo ancak bir kabile devletine görülebilir" ifadelerini kullandı.
Bingöl, bu duruma itiraz ettiklerini belirterek, "Dolayısıyla bu sürecin Türkiye’nin lehine olmadığını biliyoruz. Aslında 15 Temmuz süreci ile başlayan bu sürecin tamamen okunamadığını ifade edip o dönem siyasi partiler, sivil toplum örgütleri cumhurbaşkanı hükümet sisteminin ülkeyi hangi badireye sürükleyeceği konusunda ortak bir görüş ortaya koyamadılar" şeklinde konuştu.
"Gözaltına alınmasını doğru bulmuyoruz"
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına karşı olduklarını ifade eden Bingöl, şunları söyledi:
"Biz Saadet Partisi olarak Sayın İmamoğlu’nun bu şekilde gözaltına alınmasını doğru olmadığını söylüyoruz. Çok net buna karşı duruş koyduğumuzu ifade ediyoruz. Bu sadece bir iç politika değil. Şu an devlet iktidarın el değiştirmesini istemiyor. Diğer partilerden farklı olarak bunu ifade etmeliyiz. El değiştirme riskine bile tahammül edemiyorlar. Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya da Erdoğan ile devam etmek istiyor. Büyük fotoğrafla bakmakla lazım. Şu an İran ile ilgili bir hazırlık var. Trump, ‘Türkiye’nin güçlü ordusu var. Bundan istifade etmeliyiz’ diyor. Yani şunu daha net altını çizeyim; şu an Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail Türkiye’deki, Ortadoğu’daki gelişmeler ve yeniden şekillenmelerle ilgili Türkiye’ye ihtiyacı var. Dolayısıyla bu ihtiyacı en iyi karşılayacak lider de Tayyip Erdoğan. Dolayısıyla Türkiye’deki muhalefet ve hepimiz bu konunun farkında olmamız gerekiyor. Buna göre bir eylem, strateji ortaya koymalıyız.
"İttifak çok ihtiyaç duyulan bir konu"
İstanbul’daki operasyonun arkası da gelecek. Türkiye’de artık seçimli, sandıklı, otoriter rejimden tam teşekküllü bir otoriter rejime geçiliyor. İttifak çok ihtiyaç duyulan bir konu. Tutuklama söz konusu olabilir. Bu haksızdır. Yargının darbesi olarak değerlendirebiliriz bunu. Hükümet şu an siyaset mühendisliği formatında bir şey düşünüyor: Bu eylemlerle beraber olağanüstü hal ilan edebiliriz. Tüm eylemleri provoke ederek böyle bir sürece Türkiye’yi evirebilirler. Ben de onun için burada hem öğrencilerin hem siyasi partilerin çok dikkatli olması gerektiğini asla provakatif eylemlere fırsat tanımamaları gerekiyor. Eğer böyle bir şey olursa, olağanüstü hal zaten fiilen uygulanıyordu. Ama bunu resmi hale getirdiğinde artık Türkiye’de anayasanın askıya alınması demektir. Her birimizin cidden etkileneceği bir süreçle karşı karşıya gelebiliriz. Her siyasi parti Türkiye gerçeğini çok net tespit ederek bu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden ülkeyi kurtarabilecek manifestoyu ortaya koymaları lazım. Bunu toplumun tüm kesimlerine anlatabilirsek başarı elde edebiliriz. Millet İttifakı’ndaki süreci birlikte düşündüğümüzde onun çok daha üstünde bir birlikteliğe ihtiyaç var. Bu Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. Ben AK Partili insanların da bu süreçten memnun olmadığını biliyorum. Onları da bu düşüncenin, sürecin içine dahil etmek lazım.
"Türkiye’nin kaosa sürüklenmemesi için çok duyarlı ve bilinçli olunması lazım"
Cehalet güç ile ittifak yapınca, adalet mağlup olur. Ülkemizde maalesef bir çoğunluk güçle ittifak halinde. Dolayısıyla bu da adaletin mağlup olmasına neden oluyor. Hepimizin, herkesin bu dönemi çok iyi okuması gerekir ve ana muhalefet partisinin çok daha etkin, yarın Türkiye’de özgür bir gelecek tesis etmeye dair düşüncelerini ortaya koyması lazım. Bütün partiler bir araya gelmeli ve çalışmalı. Bu sistem değişikliğini başarmalıyız. Daha sonra otururuz, bu ülkeyi hangi parti yönetecekse bu ilkeler dahilinde ülkeyi yönetmelidir konuşuruz. Yoksa Türkiye kaotik bir ortama sürüklenebilir. Eski bir AK Parti milletvekili X hesabından şunu söylüyor; 'Sayın Cumhurbaşkanım talimat verin biz sokağa çıkalım'. Bu büyük bir felakettir. Bunun için Türkiye’nin bu ortama sürüklenmemesi için çok duyarlı ve bilinçli olunması lazım.”