Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan: "Karneyle ekmek dağıtılıyor korkusuyla iktidara gelenler bugün karneyle hayatta kalmaya insanlarımızı mahkum ediyorlar"
(İZMİR)- Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin 8. Olağan İzmir İl Kongresi'nde; suni gündemlerle ülkenin gerçek gündeminin konuşulmadığını belirterek "Görüyoruz ki dün ülkeyi karneyle ekmek dağıtılıyor korkusuyla iktidara gelenler bugün karneyle hayatta kalmaya insanlarımızı mahkum ediyorlar. Ekonomi, eğitim, sağlık, adalet neye elimizi atsak büyük problemlerle karşı karşıya olduğumuzu üzülerek görmekteyiz" dedi.
Saadet Partisi 8. Olağan İzmir İl Kongresi Genel Başkan Mahmut Arıkan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. İzmir İktisat Kongre Merkezi’nde yapılan kongrede konuşan Genel Başkan Arıkan, AK Parti iktidarına yönelik eleştirilerde bulundu.
Deprem bölgesinde iki yılda yapılanların yapılması gerekenler yanında kayda değer olmadığını belirten arıkan, şunları söyledi:
“İktidara yakın kanallara bakıyorum. İktidarın yetkililerini dinliyorum. Çok pembe tablolar çiziyorlar. Sanki deprem bölgesinde sorunlar çok büyük bir oranda halledilmiş, insanların sıkıntısı giderilmiş gibi bir algı oluşturuluyor. Ama bölgeye gittiğimizde bunun böyle olmadığını gördük. Deprem bölgesi ziyaretimde konteyner sayısında bir tane dahi azalma olmadığına şahitlik ettik. Konteynerde kalan insanların sayısında bir kişi dahi eksilmediğini üzülerek tespit ettik. 6 ay önce insanların kuralları çekilmiş, anahtarlarının verileceği vaat edilmiş, 6 ay geçmesine rağmen anahtarını almayan insanları gördük. 4 ay önce anahtarı verilen ama 4 ay boyunca evdeki eksiklikleri tamir edemediği için hala oturamayan insanların üzüntülerine şahitlik ettik. Köy evlerini takip ettim. Orada oturanlarla konuştum. Köy evlerinde maalesef yüzde 60 oranında bitirdikten sonra anahtarların dağıtıldığını anlattı insanlar. Niye böyle bir şey yapılır diye sorduğumda devam eden şantiyenin anahtarı ev sahibine verilmiş, gerekçesi de kira yardımının kesilmesi olarak bizlere aktardılar. Konteynerdeki altyapı problemlerini, hala elektriğin sağlıklı verilmediğini, suyun sağlıklı verilmediğini, TOKİ'nin teslim edilen dairelere doğalgazın düzenli bir şekilde verilmediğine şahitlik ettik. Bunlar olabilir şeyler. 'Bunlar neden oldu' demiyorum. Şikayetim, kastım olmayan şeyleri olmuş gibi yaparak algı siyaseti yapmayın. Deprem bölgesinde gördüğüm en büyük üzüntü sahibi olduğum şey umutsuzluktu. İnsanlar ümidini kaybetmişler artık. 6 ay sonra, 1 yıl sonra, 3 yıl sonra ne olacak? Karamsar bir tabloya girmiş insanlarımız. Çok hızlı göç ediyor insanlar. Deprem bölgesinde yaşama noktasında tereddüt gösteren insanlarımız var. Yüzden fazla esnafımızı ziyaret ettim ve ziyaret ettiğim esnafların hepsi gelecekle alakalı karamsarlıktan bahsettiler. Kendi durumlarla alakalı belirsizlikten bahsettiler, şikayetlerini bizlere anlattılar."
Arıkan'dan rakamlarla iktidara kaynak eleştirisi
"İktidar yetkilileri depremler iki hafta sonra, üç ay sonra iki yıl içerisinde 650 bin konutun teslim edileceğini ifade ettiler. İki yıl sonra kaç konut teslim edildi? 201 bin konut teslim edildi" diyerek sözlerini sürdüren Arıkan, şunları kaydetti:
"Meclis'te muhalefet anlayışımız gereği bunu dillendirdiğimizde kaynağın olmadığından, bununla alakalı sıkıntılardan bahsediyorlar. Kur korumalı mevduat için devletin zenginlere aktardığı para 48 milyar dolar. 48 milyar dolarla 761-762 bin konut yapabiliyoruz. Deprem bölgesinde kaç konuta ihtiyaç var? 650 bin konuta ihtiyaç var. Deprem vergisi hepimiz ödedik. Türkiye'de yaşayan herkes az veya çok deprem vergisi ödedi. Toplanan para 39 milyar dolar. Ne demek bu? 619 bin konuta tekabül ediyor. 650 bin konutun parasını zaten deprem vergisi olarak bizler ödemişiz. Geçtiğimiz yıl faiz ayrılan kaynak 35 milyar dolar, konut karşılığı 575 bin konuta tekabül ediyor. Kamu özel işbirliği yapılan sadece karayolu projelerine 6 milyar 300 milyon dolar kaynak aktarmışız. 100 konut yapabiliyormuşuz. İmar affı için 5 milyar 200 milyon dolar para toplamışız. 82 bin konut yapabiliyormuşuz. İstanbul'da 140 projede üretilen rant için 85 milyar dolar aktarmışız. 1 milyon 350 bin konut yapabiliyormuşuz. Kanal İstanbul için 65 milyar dolar para aktarmışız. 1 milyon 30 bin konut yapabiliyormuşuz. .... Kahramanmaraş depremleri için ne kadar para ayırdı bugüne kadar? 55 milyar dolar para aktardı. Çiftçiler ne kadar parayı vermedi? 75 milyar dolar parayı vermedi. Deprem için harcadığı parayı zaten 16-17 yıl boyunca çiftçinin cebinden almıştı maalesef. Ne demeye çalışıyorum? Memlekette kaynak var. Memleketteki problem kaynağın doğru yönetilememesinden kaynaklanan sıkıntı. Peki biz geldiğimizde ne yapacağız? Kesinlikle Saadet Partisi iktidarında imar affı diye bir durum söz konusu olmayacak. İmar afflarını tarihe gömeceğiz. Kentsel dönüşümü rant odaklı değil, insan odaklı hayata geçireceğiz. Deprem vergilerini amacına uygun bir şekilde deprem tedbirlerini alabilmesi için uygulayacağız. Afet yönetimini kriz anında değil, kriz öncesinde planlayarak deprem olduğunda en az zayiatla çıkmanın yollarını arayacağız."
"Orduyu istismar etmemiz gerekiyor"
TSK ve yargı üzerinden sözlerini sürdüren Arıkan, şunları kaydetti:
"Orduyu hiçbir zaman siyasete bulaştırmamamız gerekiyor. Ordu devleti, milleti korumak için var olması gereken bir yapıdır. Siyasi iktidarımızı devam ettirebilmek için, koltuğunuzu sağlamlaştırabilmek için orduyu istismar etmemiz gerekiyor. Bizim orduya bakış açımız peygamber ocağı, askere bakış açımız Mehmetçik şeklindedir. Çünkü beklenti fedakarlıktır, sadakattir. Ama orduya siyaset girerse fitne girer, fesat girer, kaos girecektir.
"Birçok yargı mensubu yakasında parti rozeti varmış gibi hal, tavır içerisinde"
Yargı mekanizmamızı da siyasallaştırma noktasında hassasiyet göstermemiz lazım. Bugün yargı mekanizması da son derece yıpranmış icraatlar içerisinde birçok yargı mensubumuz maalesef yakasında parti rozeti varmış gibi hal, tavır içerisindeler. Zafer Partisi Genel Başkan Ümit Özdağ bir akşam yemeğinde apar topar gözaltına alındı. Gözaltına alma gerekçesi neydi? Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı gözaltına alındı. Gözaltına aldıktan sonra bakıldı ki bir hakaret suçu yoktu. Aylar öncesinde Kayseri'deki olan hadiselerden sonra tutuklama kararı verildi. Böyle bir siyaset olmaz. Muhalefet partisinin görüşünü benimsersiniz veya benimsemezsiniz, bir genel başkanının, bir siyasi parti temsilcisinin gözaltına alınması, tutuklanması kabul edilebilir bir durum değildir. Gazetecilerin gözaltına alınması, tutuklanması kabul edilebilir bir durum değildir. Bir suç varsa mutlaka gözaltına alınmalıdır. Suç görmezden gelinsin demiyorum. Ama muhalefet partisine isnat edilen bir suçtan dolayı muhalefet partisinin belediye başkanı cezaevine gönderilirken iktidar partisinin belediye başkanı aynı suçu işlemesine rağmen, aynı suça isnat edilen iş adamıyla bu suçu işlemesine rağmen gözaltına alınmıyor. Bırakın gözaltına alınmayı, soruşturma dahi açılmıyorsa o memlekette yargının doğru işlediğinden bahsedemezsiniz."
"Karneyle hayatta kalmaya insanlarımızı mahkum ediyorlar"
Suni gündemler nedeniyle ülkenin gerçek gündeminin konuşulmadığını da ifade eden Arıkan, "Bugün suni gündemler konuşuluyor. Sahte kavgalar konuşuluyor. Kaoslar konuşuluyor. Ama ülkenin gerçek gündemi gözden uzaklaştırılıyor. Peki ülkenin gerçek gündemi nedir? Bir paket erzak elinden düşünce, yerden toplamaya çalışan amcamız bu ülkenin gerçek gündemidir. Antalya'da ambulansın içerisinde hastaneye götüren yavrumuz, 'benim annemin parası yok beni hastaneye götürmeyin' feryadı bu ülkenin konuşması gereken gerçek gündemidir. Sabahın beşinde ucuz et alabilmek için kuyrukta bekleyen anneler, amcalar, dedeler bu ülkenin gerçek gündemidir. Çocuğunun beslenmesine koyabilmek için sabahın ayazında ucuz ekmek kuyruğuna giren anneler, babalar bu ülkenin gündemidir. 'Abi çok borcum var, neyim var neyim yok senin olsun' diyen şiddete uğrayan genç bu ülkenin gerçek gündemidir. Torununa harçlık veremediği için yaşı 70'i, 80'i geçmesine rağmen hala çalışmak zorunda kalan emeklilerimiz bu ülkenin gündemidir. Ev genci olmaya mahkum edilmiş, hayallerinden vazgeçme durumunda bırakılan gençlerimiz bu ülkenin gündemidir. Görüyoruz ki dün ülkeyi karneyle ekmek dağıtılıyor korkusuyla iktidara gelenler bugün karneyle hayatta kalmaya insanlarımızı mahkum ediyorlar. Ekonomi, eğitim, sağlık, adalet neye elimizi atsak büyük problemlerle karşı karşıya olduğumuzu üzülerek görmekteyiz" dedi.
"Çaktırmadan cebimizden yüzde 25'i alma noktasında bir başarı ortaya koydular"
Geçen yılın aralık ayında TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranı ile İTO'nun açıkladığı enflasyon oranı arasında yüzde 25 fark olduğunu belirten Arıkan, "İTO'nun enflasyonu gerçek rakam. Çünkü TÜİK saklıyor. İTO'nun rakamları gerçek kabul edilebilen enflasyon oranı olmuş olsaydı maaşlarımız yüzde 25 daha fazla olacaktı. Bugün 30 bin lira maaş alan bir memurumuz 37 bin 500 lira maaş almak durumunda kalacaktı. Çaktırmadan cebimizden yüzde 25'i alma noktasında bir başarı ortaya koydular maalesef" dedi.
Arıkan'dan Bilal Erdoğan'ın açıklamalarına tepki
Bilal Erdoğan’ın emeklilere yönelik sözlerine değinen Arıkan, “Büyük ekonomist Bilal Erdoğan çıktı bir açıklama yaptı. 'Türkiye'deki ekonomi krizin sebebi; emekliler. Emekliler yüzünden ekonomi düzelemiyor. Özellikle muhalefetin yüzünden bu EYT yasası çıktı. EYT yasasından dolayı bir türlü belimizi doğrulmuyor' dedi. 2002 yılında Türkiye'de 6.4 milyon emekliye gayri safi yıllık hasılanın yüzde 4.61 oranında pay ayırıyormuşuz. Aradan 22 geçmiş 2023 yılında yüzde 15.8 emeklimiz olmuş. 6 milyondan 16 milyona çıkmış ama gayri safi milli hasılada ayırdığımız oran 4.6'dan 5.3'e çıkmış. Sadece 0.7 bir pay. 0.7'lik paydan dolayı ekonomi bu hale gelmez. Siz bu işi yönetme kabiliyetinde sahip olmadığınız için sürekli birilerine suçlama gayreti içerisindesiniz maalesef” dedi.