Sendikalardan BM Türkiye Temsilciliği önünde İsrail protestosu

(ANKARA) - Memur-Sen'in düzenlediği "Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi" dolayısıyla Türkiye'de bulunan çeşitli ülkelerden sendikacılar, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıları Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Temsilciliği önünde protesto etti. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Kınama mesajları değil, artık somut adımlar istiyoruz. İsrail’e yönelik siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlar acilen uygulanmalıdır" dedi.
Memur-Sen’in ev sahipliğinde düzenlenen "Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi” dolayısıyla Başkent'te bulunan dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen sendikacılar, İsrail'in Gazze’deki saldırılarını protesto etmek amacıyla BM Türkiye Temsilciliği önünde toplandı.
"Stop genocide" (Soykırımı durdur) yazılı pankart açan sendikalılar; "17 bin 954 çocuk, 12 bin 365 kadın katledildi", "Filistin'e özgürlük", "Çocuklar ölüyor, dünya susuyor" yazılı dövizleri taşıdı. Eylem sırasında "Free Palestine" (Özgür Filistin) sloganı atıldı.
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, burada yaptığı açıklamada, "Gazze'de 18 aydır dünyanın gözleri önünde vahşi bir soykırım sürdürüldüğünü" ifade ederek, şunları kaydetti:
"İsrail uluslararası hukuku, savaş hukukunu ve en temel insan haklarını pervasızca çiğniyor. Binlerce çocuk, kadın ve sivil; hastanelerde, okullarda, mülteci kamplarında, çadırlarda acımasızca katlediliyor. Bu yaşananlar bir çatışma değil; planlı, sistematik bir yok etme girişimidir. 7 Ekim 2023’ten bu yana devam eden saldırılarda bugün itibarıyla 51 bini aşkın Filistinli hayatını kaybetti. Yaralı sayısı 116 bini geçti. Ölenlerin yaklaşık yüzde 70’ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Yıkılan binaların enkazlarında hala binlerce cansız beden çıkarılmayı bekliyor. Soykırımda hastaneler yok ediliyor, sağlık çalışanları topluca infaz ediliyor, BM, Kızılhaç, Kızılay ve insani yardım gönüllüleri ve gazeteciler de planlı şekilde hedef alınıp acımasızca katlediliyor.
Soykırımcı rejim, güvenli hiçbir yerin, yıkılmamış tek bir binanın kalmadığı Gazze’de katliamlarını sadece bombalarla gerçekleştirmiyor, yanı sıra Gazze halkına uyguladığı insanlık dışı gıda ve ilaç ambargosuyla açlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla da öldürüyor. Peki, hayatta kalmayı 'başaran' çocuklara hiç baktınız mı? Artık ağlayacak güçleri dahi yok. Yalnızca susuyorlar. Ve dünya, bu sessiz çığlıklar karşısında derin bir sessizliğe gömülmüş durumda."
"Kabul edilemez boyuttadır"
"Bu soykırımın yalnızca İsrail’in değil, ona siyasi, askeri, finansal ve istihbari destek sağlayan başta ABD olmak üzere işbirlikçi devletlerin de suçu olduğunu" vurgulayan Yalçın, "Gazze’nin üzerine yağan her bomba, onların tedariki, onayı ve koruması ile düşmektedir. Soykırımcıların hedefi Trump’ın da açıkça ilan ettiği üzere Gazze’de etnik temizliktir. Uluslararası toplumun çifte standardı artık kabul edilemez boyuttadır. Bu sessizlik ve eylemsizlik soykırımcıya cesaret vermekte, soykırıma ön açmaktadır" şeklinde konuştu.
"Er ya da geç, soykırımcılar ve destekçileri bu ağır vebalin hesabını verecek"
Yalçın, BM'ye yetkililerine de şöyle seslendi:
"İsrail’in katliamları derhal durdurulmalıdır. Kınama mesajları değil, artık somut adımlar istiyoruz. Gazze’de işlenen savaş suçlarının bütün sorumluları yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. İsrail’e yönelik siyasi, ekonomik ve askeri yaptırımlar acilen uygulanmalıdır. Sessiz kalan herkes bu suça ortaktır. Biz, dünyanın dört bir yanındaki emekçilerin vicdanını da temsil eden sendikacılar olarak diyoruz ki mazlum Filistin halkının yanındayız. Adaletin, özgürlüğün ve insan onurunun yanındayız. Gazze için, insanlık için, adalet için hiçbir zaman susmayacağız. Her yerde, her zaman İsrail’in ve ABD’nin başını çektiği emperyalizmin işlediği insanlık suçlarını en yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz. Buradan, Filistin’in yanında durmak için dünyanın her yerinde baskılara rağmen kariyerini, özgürlüğünü, hatta canını riske atan onurlu insanları da saygıyla selamlıyoruz. Sözümüz nettir: Zulüm ebedi değildir. Er ya da geç, soykırımcılar ve destekçileri bu ağır vebalin hesabını verecektir."
Eylem, BM binası önüne "Stop genocide" (Soykırımı durdur) yazılı siyah çelengin bırakılmasıyla son buldu.