Soma Maden Faciası'nın 11. yılı... KESK: Unutmadık, unutmayacağız

(ANKARA)- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Soma Maden Faciası’nın 11. yılı dolayısıyla "Soma katliamı bir 'kaza' değil, göz göre göre gelen bir iş cinayetiydi. Yıllar geçti, ancak ne sorumlular tam anlamıyla yargılandı ne de bu tür katliamların önüne geçecek adımlar atıldı. Siyasi iktidar, her zamanki gibi sorumluluğu “fıtrat”a yükledi ve sonunda unutturmaya çalıştı. Ama biz unutmadık, unutturmayacağız" açıklamasını yaptı.
KESK, Soma maden faciasının 11. yılı nedeniyle açıklama yaptı. “Bundan 11 yıl önce, 13 Mayıs 2014’te Soma’da yaşanan ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın acısı, ilk günkü gibi yüreklerimizde duruyor. Bu büyük felakette kaybettiğimiz madencileri bir kez daha saygıyla anıyor, ailelerine ve tüm maden emekçilerine başsağlığı diliyoruz” denilen açıklamada, Soma’nın bir kaza değil iş cinayeti olduğu, yıllar geçmesine rağmen sorumluların tam anlamıyla yargılanmadığı ve bu tür katliamların önüne geçecek önlemlerin alınmadığı vurgulandı.
"Siyasi iktidar, her zamanki gibi sorumluluğu ‘fıtrat’a yükledi ve sonunda unutturmaya çalıştı. Ama biz unutmadık, unutturmayacağız" denilen açıklamada, "Soma, bu ülkede emeğiyle yaşayan milyonların ne denli güvencesiz koşullarda çalıştığını; yaşamlarının ne kadar kolay gözden çıkarıldığını gösteren en acı örneklerden biridir. Çünkü iş cinayetleri kader değil; vahşi kapitalist sömürü düzeninin dayattığı özelleştirmenin, kâr uğruna göz yumulmuş ihmallerin, taşeronlaşmanın, sendikasızlaştırmanın ve denetimsizliğin sonucudur" ifadelerine yer verildi.
"Ne yazık ki Soma son olmadı"
İşçinin canının değil, patronun karının korunduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Ne yazık ki Soma son olmadı. 11 yıl boyunca Ermenek’te, Şirvan’da, Amasra’da, İliç’te ve daha nice yerde işçiler göz göre göre yaşamlarını yitirdi. Çünkü bu kapitalist sömürü düzeni değişmedi. Çünkü işçinin canı, emeği değil; patronun kârı korundu. Soma davası, ülkemizde adaletin kimler için işlediğini, kimler için işlemediğini açıkça gösterdi. 301 işçinin hayatına mal olan bir katliamın ardından gerçek sorumlular yargı önüne çıkarılmazken, iktidar yargıyı adeta bir kalkan gibi kullanarak davanın içini boşalttı. Oysa hepimiz biliyoruz: Soma bir dönemin değil, bir sömürü düzeninin, bir kapitalist sistemin adıdır.
"Başka Somaların olmaması için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz"
Soma’dan bugüne değişmeyen şey şudur: Bu vahşi kapitalist sömürü düzeni değişmedikçe iş cinayetleri bitmeyecek. Taşeron düzeni, özelleştirme politikaları, denetimsizlik sürdükçe işçiler ölmeye devam edecek. Bizler emeğiyle yaşayanlar olarak, artık başka Somaların olmaması için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Güvenceli, sağlıklı ve insan onuruna yaraşır çalışma koşulları istiyoruz. Gerçek sorumluların yargılanmasını, taşeron sisteminin ve özelleştirmenin tümüyle kaldırılmasını istiyoruz. İşçinin değil, kârın öncelendiği bu kapitalist çarpık düzenin değişmesini istiyoruz. Bir daha Soma olmasın diye, mücadelemizi sürdüreceğiz. Bir daha Ermenek, Şirvan, Amasra, İliç yaşanmasın diye, sesimizi daha da yükselteceğiz."