Hukukçu Figen Çalıkuşu: “Lozan, Türkiye’nin tapusudur ama tabusu değildir”

Hukukçu Figen Çalıkuşu: “Lozan, Türkiye’nin tapusudur ama tabusu değildir”

(İSTANBUL) - Hukukçu Figen Çalıkuşu, terör örgütü PKK’nın fesih kararını açıkladığı bildiride yer alan “Lozan Antlaşması” referansının yarattığı tartışmalara ilişkin olarak, “Bu tartışmalar geçen 50 yılda akan gözyaşlarına fayda sağlayamayacak. Lozan Türkiye'nin tapusudur ama tabusu değildir” ifadelerini kullandı.

Hukukçu Çalıkuşu, terör örgütü PKK'nın fesih kararında Lozan Antlaşması'na yönelik ifadelerin yarattığı tartışmaları değerlendirdi.

Figen Çalıkuşu, “Propaganda içerikli, siyasi ranta dayalı söylemlerle tartışmalar üretmek yerine kalıcı barışın tesisi için harekete geçmenin daha önemli olduğunu düşünenlerdenim” dedi.

“Lozan tartışması geçen 50 yılda akan gözyaşlarına fayda sağlayamayacak” diyen Çalıkuşu sözlerini, şöyle sürdürdü:

“Akan gözyaşlarına, yitirdiğimiz canlara, verdiğimiz şehitlere çare olmayacak. Barış bu ülke insanlarının tamamının menfaatinedir. Geçmişin zehirli atmosferine dönmek kolay, zor olansa barış sürecini sürdürmek, sahici ve kalıcı tesis etmek. Siyasi çıkarlara hizmet eden bu tür tartışmalar yerine kalıcı ve sahici barışın tesisi üzerine kafa yormalıyız. Lozan Türkiye'nin tapusudur ama tabusu değildir. Tarih biliminden yararlanılarak konuşulabilir, eleştirilebilir. Bu tümden inkar anlamına gelmez. Demokratik bilinç tam da buradan yetişir ve yerleşir.

“Tehdit unsuru olarak görülmemeli”

Terör örgütü kendini feshetti. Silah bırakan bir örgütü tehdit unsuru olarak görmemek gerekir. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir Lozan tehdidi varmış gibi bir algı yaratmak, bizi bu sürecin sonrası için barış adına yapılması gerekenleri konuşmaktan alıkoyuyor. Toplumsal rızanın nasıl inşa edileceğini, barışı nasıl kalıcı olarak tesis edebileceğimizi konuşmamız gerekiyor. Bu süreçte asıl ihtiyaç olan hukuk devleti ve demokratikleşme taleplerimizi hep birlikte yükseltemiz gerekiyor. Anayasal haklar ve hukukun üstünlüğü tesisinde birlikte dirençli taleplerle bu önemli süreci demokratik bir Türkiye için vesile kılabiliriz.”