TBMM Çocuğa Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu... Suat Özçağdaş: 14 yaşında bir çocuk iki çocuk tarafından öldürülüyorsa her şeyi baştan düşünmeye ihtiyaç var demektir

(TBMM) - TBMM Çocuğa Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu'nda konuşan CHP Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, ''Memleket öyle iyiye falan gitmiyor yani. Eğer on yılda suça sürüklenenler 2 kattan fazla, mağdurlar 3 katına çıkmışsa, 14 yaşında bir çocuk sokak ortasında diğer iki çocuk tarafından öldürülüyorsa ve sistem bunları koruyamıyorsa, 361 tane suça sürüklenmiş çocuklar dönüp dönüp aynı şeyleri yapıyorlarsa her şeyi baştan düşünmeye ihtiyaç var demektir'' dedi.
TBMM Çocuğa Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı. Komisyonda Adalet Bakanlığına bağlı Adli Destek ve Mağdur Hakları Dairesi sunum gerçekleştirdi. Komisyon Başkanı Aydoğdu, komisyonun açılış konuşmasında şunları söyledi:
''Çocukların her türlü istismardan, ihmalden korunması için gerekli tedbirler ve bu tedbirlerin hayata geçirilmesinde kaşılaşılan sorunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi bakış açısı yapıyoruz. TBMM, hükümet etme tekniğini milletin sağ duyusuyla denetimi gibi bir fonksiyonu vardır. Bir toplumun sorunu algılama, idraik etme ve sorunu çözme tarzı toplumların birbirinden en çok farklılaştığı yerlerdir. Bir araya gelme sanatı dediğimiz devlet kurmanın ve esasen hukuk mahareti, işin sırrı oradadır. Çocuklarımızın Adalet Bakanlığı’nın gündemine hiç gelmemesi temennimiz. O açıdan tabii Adalet Bakanlığı bizim için çok önemli ama bakanlığın fonksiyonu, görevi, vazifesi, yetkileri sorun çıktıktan sonra devreye girdiği için temennimiz hiç sorun çıkmamasıdır.''
''Çocuk hepimizin korumasına ihtiyaç duyan hepimizin en değerli varlığı''
Komisyonda sunum yapan Adli Destek ve Mağdur Hakları Dairesi Başkanı Meral Gökkaya, şöyle konuştu:
''Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme çocuğu, daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk kabul ediyor. Çocuk Koruma Kanunu'muz korunmaya ihtiyacı olan çocuk ve suça sürüklenen, çocuk ayrımı yapmış. Mağdur çocuğu ve korunmaya ihtiyacı olan diğer çocukları korunma ihtiyacı olan çocuk başlığı altında toparlamış, soruşturma ve kovuşturmaya konu olan çocuğu da suça sürüklenen çocuk olarak tanımlamış. Bu tanımın sebebi de toplumun çocuğu koruyamaması nedeniyle suça sürüklenen çocuk olduğunu kabul etmesi kanun koyucunun çünkü burada şüpheli ya da sanık sıfatı verilmemiş çocuğa. Aslında çocuk hepimizin korumasına ihtiyaç duyan hepimizin en değerli varlığı.
Bizim için suça sürüklenen çocuk ve mağdur çocuk var. Mağdur olmamakla birlikte ihmal ve istismara uğrama ihtimali olduğu için de korunma ihtiyacı olan çocuk olarak karşımıza çıkabiliyor. Yine, hukuk davalarında, boşanma davalarında velayete ve vesayete konu çocuk olarak çıkıyor. Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki işlemlerinde de yine kişisel ilişki ya da çocuk teslimine konu olması hasebiyle karşımıza çıkıyor.
''Çocuk Koruma Kanunu'nda 5 tedbire yer verilmiş''
Adli süreçte soruşturma bizde nasıl başlıyor? Sizin de bildiğiniz gibi, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre herhangi bir suç ihbarı konusunda Cumhuriyet başsavcılıklarına gelen bilgi üzerine soruşturma işlemlerini savcımız adli kolluk eliyle başlıyor. Bu aşamada yeterli şüpheyi elde ettiği takdirde kamu davası açıyor, yeterli şüphe elde edemediği takdirde de kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu'ndan ayrılan bir kısım hükümler yine Çocuk Koruma Kanunu'nda düzenlenmiş, bunun dışında uyulması gereken ilkeler düzenlenmiş. Bu ilkeler düzenlenirken de yine Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme esas alınmış. Burada çocuğun yaşamı, gelişme, korunma, kendisiyle ilgili kararlara kendisinin ve ailesinin katılma hakkı gibi eşitlik, etkili, adil yargılanma gibi birçok hakkı düzenlenmiş, kanunumuz da bunlara yer vermiş. Çocuk Koruma Kanunu'nda 5 tedbire yer verilmiş. Bunlar da bildiğiniz gibi eğitim, sağlık, bakım, danışmanlık ve barınma tedbirleri. Herhangi bir çocuğun korunmaya ihtiyacı olduğuna dair bir bulgu elde edildiğinde tüm kurumların Aile Bakanlığının ilgili birimlerine ihbarda bulunma yükümlülüğü var. İlgili il müdürlüğü vasıtasıyla veya bizde soruşturma ve kovuşturma ya da herhangi bir davaya konu olan bir çocukla ilgili de bir tedbir alınması gerektiğini biz adli merciler olarak fark ettiğimizde çocuk mahkemelerinden, çocuk mahkemesi yoksa da aile mahkemelerinden bu kanunda sayılan 5 tedbirin alınması için talepte bulunuyor, yine, üç ayda bir de bu eğer tedbir kararı verildiyse takiplerini ilgili uzmanlarımız vasıtasıyla yapıyoruz.
''46 ilde Çocuk Mahkemesi var''
Çocuk Adalet Merkezleri, bizim yeni bir uygulamamız sayılır. Bu merkezlerde halihazırda 3 yerde var. Yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yeni adliye planlarımızda Çocuk Adalet Merkezlerini koyuyoruz. Şu anda 46 ilde Çocuk Mahkemesi var. Çocuk Mahkemesi olan yerde bu adliyeleri ayırmak için çalışıyoruz. Çünkü burada yargılamaları hem soruşturma hem de kavuşturma boyutuyla ayırabilecek durumdayız. Bu merkezlerde amaç tek bir merkezde çocukların yetişkinlerden ayrı bir adliyede hizmet almasını sağlamak. Çocuk Adalet Merkezlerinde Çocuk Mahkemeleri ve Cumhuriyet Başsavcılık Soruşturma Büroları ve bizim müdürlüğümüz dışında baronun çocuk komisyonu temsilcileri, sosyal hizmetlerin görevlileri, kolluğun çocuk büroları için yerler ayrılıyor.
''Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki anlamında 40.569 dosyamız var''
Hâlihazırda çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki anlamında 40.569 dosyamız var. 2025 yılında açılan dosya sayımız 2.118. Çocuklar 18 yaşına gelene kadar eğer taraflar istiyorlarsa biz on beş günde bir, mahkeme kararlarında kişisel ilişki işlemlerini burada gerçekleştiriyoruz. Bundan başka, işlem sayımız 432 bini geçmiş durumda. Bu işlemlerde görev alan personel de bağlı oldukları kurumlara göre bu grafikte gösteriliyor. Biz, 172 yerde olmamıza rağmen büyük yerlerde var olduğumuz için, hâlihazırda ağır ceza merkezlerinde ve il merkezlerinde bulunduğumuz için yüzde 53'ünü biz yapıyoruz işlemlerin yani hâlihazırda biz yapmışız bugüne kadar, kurulduğu günden beri. Şu anda da en büyük desteği yine Millî Eğitim ve Aile Bakanlığından alıyoruz, Sağlık Bakanlığında da bizim uzmanlarımız gibi uzmanlar var, Millî Eğitimin öğretmenleri ve rehber öğretmenleri de uzmanların olmadığı yerlerde bize destek olabiliyorlar.
''2024 yılında tedbir verilip takip edilen çocuk sayısı 51.386'ya ulaşmış''
Tedbir türlerine göre bakım, barınma, danışmanlık, eğitim ve sağlık tedbirleri 2020'den itibaren rakamsal olarak bu tabloda yer alıyor. Mesela, en çok danışmanlık tedbiri her beş yılda da verilmiş. 2024 yılında en son 21.443 danışmanlık tedbiri verilmiş. 2024 yılında tedbir verilip takip edilen çocuk sayısı 51.386'ya ulaşmış. Çocuklara ilişkin TÜİK ve Adalet Bakanlığı verilerine burada yer veriyoruz. 2023 yılında 2022 yılına göre herhangi bir sebeple kolluğa gelen çocuk verisi yüzde 10,7 azalmış. Burada tanık, suça sürüklenen ve mağdur çocuk, tüm çocuklar için yapılan bir hesaplama bu. Yine, cinsel suçlarla ilgili Adalet Bakanlığı adli istatistik verilerine göre de yüzde 4 oranında bir azalma görüyoruz. 2023 yılı adalet istatistiklerine göre de cumhuriyet başsavcılıklarında soruşturma evresine konu olan çocuk sayımız 171 bin ve açılan dosya sayısı da 188 bin civarında görünüyor.
Tüm soruşturma dosyaları içerisinde yer alan dosyalarda yani yetişkinlerle birlikte oranlarına baktığımızda da yıldan yıla azalma olduğunu görüyoruz; 2015'te 4,9'ken tüm dosyalar içerisindeki çocuk dosyası sayısı 2023 yılında 3,4'e düşmüş durumda. 2024 yılında örneğin mahkûm olan çocuk sayımız burada 63.712; kız çocuk sayımız da 4.386 görünüyor, 2024 yılında toplam karar verilen çocuk sayımız da 211.946 olmuş. Mahkûmiyet türleri, işte, ferî kararlar, hapis ve adli para ve tedbir gibi karar türlerine yer vermişiz. Burada da hapis cezası verilen çocuk sayısı 2024 yılında 43.128 olmuş. Burada cumhuriyet başsavcılıklarında suça sürüklenen çocuklara ilişkin veriler ve kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair verilen karar sayısı var. 2023 yılına göre 2024 yılında önemli bir artış olduğunu görüyoruz. Bu karar türünde de 7.763 tane karar verilmiş. Çocuk mahkemesi ciddi bir oran kapsamış, yüzde 51'i çocuk mahkemelerinde yargılanmış. Çocuk ağır ceza mahkemesinde yargılama oranı da 3,6 ama burada asliye ceza ve ağır ceza olması sizi yanıltmasın, bu mahkemeler de artık ihtisas gibi HSK kararıyla belirlendiği için bunlar da bizatihi bulundukları adliyede çocuk yargılamalarını gerçekleştirir durumdalar.’’
''Türkiye'de çocuklar ihmal edildiğinde, istismar edildiğinde, şiddete maruz kaldığında çocukları koruyamıyoruz''
CHP Milli Eğitim Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, sunumun ardından söz alarak, şu şekilde konuştu:
''Ben buradan söyleyeyim, Türkiye'nin çok değerli hâkimleri var, çok değerli savcıları var ama adaletli karar verenleri bulmak çok kolay değil. Bunların içinde elbette beraatı hak eden kişiler vardır, muhtemelen olabilir ama bu kadar olmaz ve sonuç itibarıyla Türkiye'de çocuklar ihmal edildiğinde, istismar edildiğinde, şiddete maruz kaldığında çocukları koruyamıyoruz ve maalesef, adalet sistemi, örneğin, 14 yaşındaki bir çocuğun düzenli olarak aynı şeyleri söylemesine rağmen, -üstelik bu çocuk engelli mesela- raporlar bu yönde olmasına rağmen "Ya, çok önce olmuştu, şimdi bilemeyiz o işleri falan." deyip konuyu kapatma eğiliminde oluyor. Vekillerimizin danışmanlarıyla beraber olsak 200-300 tane dava çıkar böyle. Demek ki bir yerde sorun var.
''On dört yılda mağdur sayısı 76 binden 242 bine çıkmış''
Sayın Daire Başkanım, diyorsunuz ki, 'Azaldı geçen yıla göre dosyalar yüzde 3.4'. Şimdi, istatistikler neresinden bakarsanız oradan söyleyebilirsiniz. Ben de size ülkenin sorunu olan istatistiği söyleyeyim, 2010'da suça sürüklenen çocuk sayısı 83.393'müş. Bugün 178. 834. On dört yılda 2 katına çıkmış, 2 katından fazla olmuş. Mağdur sayısı 76 binden 242 bine çıkmış. Bunlar devletin rakamları, TÜİK'in rakamları. Yıllar içerisinde böyle bir dalgalanmalar oluyor. Geçen haftaki bürokratlarımızdan da rica ettim. Tabii ki bu sunumlarda bu kadar zor görevleri yapan insanların 'Yahu iyi işler de oluyoru' anlatması lazım tabii de memleket öyle iyiye falan gitmiyor yani. Eğer on yılda suça sürüklenenler 2 kattan fazla, mağdurlar 3 katına çıkmışsa, 14 yaşında bir çocuk sokak ortasında diğer iki çocuk tarafından öldürülüyorsa ve sistem bunları koruyamıyorsa, 361 tane suça sürüklenmiş çocuklar dönüp dönüp aynı şeyleri yapıyorlarsa her şeyi baştan düşünmeye ihtiyaç var demektir.
Başka bir şey söyleyeyim. Hâkim ve Savcılar Kurulumuz var, değil mi? Bu Hâkim ve Savcılar Kurulumuzda benim bir muhalefet partisi milletvekili olarak gördüğüm şey şu: Muhalefet partisiyle ilgili birtakım davalar görüldüğünde hoşa gitmeyecek olan kararlar çıktı ya da çıkacak ise HSK devreye giriyor, örneğin Ekrem İmamoğlu davasında olduğu gibi. Hop, gitmemesi gereken bir hâkim uçuyor, gidiyor, Samsun'a. Peki, bunu yapabiliyorsunuz demek ki, bu kararları alan zatımuhteremlerle ilgili bir soruşturma açılmış mı? Sayın hakim, yahu sen nasıl bu kararı verdin DNA'lar olmasına rağmen, diğerleri olmasına rağmen demiş miyiz? Dersek belki o zaman çocuğun üstün yararını koruma şansımız olabilir. Nasıl yapanların yanına kâr kalıyorsa bu kararı verenlerin de yanına kâr kalıyor çünkü sorun buradan kaynaklanıyor.’’