TBMM Genel Kurulu... Gökhan Günaydın: "Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğundan bu yana yakılan 50 milyar dolara 1 milyon evin yenilenmesi mümkündü"
(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "1994’ten 2019’a kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesini (İBB) aralıksız 25 yıl yöneteceksin, sonra diyeceksin ki, ‘Bu mesele siyaset üstüdür. Dolayısıyla bu işe siyaset karıştırmayalım.’ 2019’dan sonraki yerel yönetimin hesabını bize soracaksınız ama önceki hesabını da yurttaşa vereceksiniz. Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğundan bu yana bu memleketin 50 milyar dolarlık yedek akçesini yaktınız. 50 milyar dolara 1 milyon evin yenilenmesi mümkündür. Yani sizin için Ekrem İmamoğlu’nun içeride kalması mı, yoksa 1 milyon evin yenilenmesi mi diye sorulduğunda siz, ‘Yeter ki Ekrem İmamoğlu içeride kalsın, vatandaş çok da uygun olmayan evlerde otursa da olur’ diyorsunuz" açıklamasını yaptı.
Günaydın, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, 23 yıllık AK Parti iktidarı ve 1994-2019 arasındaki İBB yönetimine eleştirilerde bulundu.
Günaydın'ın açıklamaları şöyle:
“Yaklaşan deprem gerçeğinden daha da büyüğünün geleceği gerçeğinden kendimizi uzak tutamayız. Bu çerçevede siyaset dünyasından gelen açıklamalara bakıyorum. ‘Deprem meselesi siyaset üzeridir’ diyorlar. Bu memlekette kim, herhangi bir konuda sorumluluktan kaçmak istiyor ise ‘O konuyu siyaset üzeri yapalım’ demektedir. Oysa dönem itibarıyla bu işte sorumlu olanlar, demokrasinin en temel kuralı gereği dönüp vatandaşa hesap vermek zorundadırlar. 1994’ten 2019’a kadar İBB'yi aralıksız 25 yıl yöneteceksin, sonra diyeceksin ki, ‘Bu mesele siyaset üstüdür. Dolayısıyla bu işe siyaset karıştırmayalım.’ 2019’dan sonra da biz yönettik. 2019’dan sonraki yerel yönetimin hesabını bize soracaksınız ama önceki hesabını da yurttaşa vereceksiniz. Ayrıca 2002’den bu yana 23 yıldır memleketi herhangi bir kesinti olmadan yöneteceksiniz, sonra deprem konusundaki bütün eksiklikleri bir başkasına atma gibi gerçekten yüz kızartıcı bir suçu açıkça işlemeye gayret edeceksiniz. İstanbul’da son seçimde 1 milyon fark yemiş dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı diyor ki ‘1,5 milyon acil yenilenmesi gereken ev vardır ve bunun yüzde 30’u da acilin acilidir.’ Peki ne yaptın? Merkezi hükümette ve yerel yönetimde ne yaptın?
Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğundan bu yana bu memleketin 50 milyar dolarlık yedek akçesini yaktınız. 50 milyar dolara 1 milyon evin yenilenmesi mümkündür. Yani sizin için Ekrem İmamoğlu’nun içeride kalması mı, yoksa 1 milyon evin yenilenmesi mi diye sorulduğunda siz, ‘Yeter ki Ekrem İmamoğlu içeride kalsın, vatandaş çok da uygun olmayan evlerde otursa da olur’ diyorsunuz. Yine yüzünüz kızarmadan hukukun araçsallaştırılmasından bahsetmiyorsunuz. Ekrem İmamoğlu tutuklu, avukatını gözaltına aldınız, bu sabah da avukatının avukatını gözaltına aldınız. Hala burada konuşabiliyorsunuz, insanda biraz haya olmaz mı?”
Nourtani'nin ölümüne ilişkin davada verilen hükme eleştiri
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Mehmet Emin Ekmen de İstanbul'daki depremin ardından, unutulmaya yüz tutan deprem gerçeğinin bir kez daha kendini hatırlattığını belirtti. Ekmen, Türkiye'nin ikbal meselesi olan konunun "yerel" ve "merkezi hükümet" çekişmesinden çıkartılarak Mecliste genel görüşme ve araştırma komisyonunda ele alınması gerektiğini söyledi.
Zonguldak'ta ruhsatsız maden ocağında kaçak olarak çalıştırılan Vezir Mohammad Nourtani'nin ölümüne ilişkin davada verilen hükme değinen Ekmen, şunları söyledi:
"Vezir Mohammad Nourtani yaralandı. Yaralandıktan sonra kaçak olarak çalıştırıldığı madende -kendisi de kaçak bir işçiydi- canlı canlı yakılarak öldürüldü, olay ortaya çıkar endişesiyle. Savcı bir iddianame yazdı. Ses kayıtları, itirafçılar var ama bu arkadaşın katilleri geçen hafta yapılan yargılamayla taksirle adam öldürmekten ceza aldı. Canlı bir insanı hastaneye götürmek yerine yakarak öldüren bir vakada taksirle adam öldürmek... Yargı, çocuklarla, gençlerle uğraşmayı bıraksın. Yargı, sosyal medyada görüş bildirimi yapanlarla uğraşmayı bıraksın. Yargı, bu vahşetle, kadına, çocuğa karşı şiddetle ilgilensin. Yoksulsanız, savunmasızsanız, zor durumdaysanız, arkanızı kollayacak birisi yoksa canlı canlı yakılırsınız ve cenazeniz orta yerde kalır.”
"Bunu o şehidin ailesini söyleyin bakayım"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in "Orada bir drone atıyorlar, bizim Mehmetçiğimize çarptı ve sonra hastaneye götürdük ama kurtaramadık, şehit oldu" sözlerine Genel Kurul'da şöyle tepki gösterdi:
“Irak’ın kuzeyinde Pençe-Kilit operasyon bölgesinde bir askerimiz, Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day şehit oldu. 23 yaşındaydı. Milli Savunma Bakanı, ‘Bir tane drone atılmış ve Mehmetçiğe çarpmış. Hastaneye götürdük ve kurtulamadı.’ Atılan şey, gözetleme drone’u falan değil, bildiğiniz silah drone’u. Belki bir süreç yürütüyorsunuz. O süreç uğruna böyle afilli cümleler kuruyorsunuz. Bunu o şehidin ailesine söyleyin bakayım. Atılan bildiğiniz silah."
"İnsanlar bir toplanma alanından mahrumdular"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli de deprem riskine ve Kanal İstanbul projesinin rafa kalkmasının gerekliliğine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“Bilime inanmak, bilimi dinlemek gerekiyor, bilimin yol göstericiliğinde kentleri yeniden inşa etmek gerekiyor. Oysa biz, kentsel haklar ve bilim ışığında değil, kentsel rantlar üzerinden kentleri inşa ediyoruz. İnşa ettikçe riskleri artırıyoruz. Dün de gördük ki bu rantçı anlayış sonucunda insanların toplanacağı alan yoktu. İnsanlar nereye koşturacaklarını şaşırdılar. O sırada panikle yaşanan görüntüler, hepimiz açısından ders niteliğindeydi. İnsanlar bir toplanma alanından mahrumdular, insanlar deprem eğitiminden de yoksundular, o anda meseleyi yönetecek olan kamu kurumları yetersiz kaldı. Defalarca bakanlık bize AFAD’ı anlatıyor. Dünyanın bütçesini biz bu kuruma aktarıyoruz, sonuçtaki sahne dünkü İstanbul sahnesidir. Nereye gidiyor bu kaynak?
Bu kadar riskli bir coğrafyada böyle bir kanal projesi zaten kabul edilebilir bir şey değil. Hem ekokırım anlamında hem de deprem meselesi nedeniyle Kanal İstanbul projesini gerçek anlamda rafa kaldırmalıyız. Dolayısıyla bu projenin yaratacağı ekolojik felaket ve deprem fay hatları üzerindeki etkisi defalarca dile getirildi."