TBMM Genel Kurulu Özel Oturumu… Erkan Baş: “Saray yıkılmadan halk için bayram olmaz. Egemenlik duvar yazısı değil, bir halk mücadelesidir"

TBMM Genel Kurulu Özel Oturumu… Erkan Baş: “Saray yıkılmadan halk için bayram olmaz. Egemenlik duvar yazısı değil, bir halk mücadelesidir"

(TBMM) - Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM Genel Kurulu'nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla düzenlenen özel oturumda; “Eğer bir ülkeyi saray yönetiyorsa orada sadece saraydakilerin çocukları mutlu oluyor. O yüzden söylüyoruz saray yıkılmadan halk için bayram olmaz. Egemenlik şuradaki duvar yazısı değil, bir halk mücadelesidir. Oysa iktidar ne yapıyor halkın seçtiğini beğenmediğinde görevden alıyor, kayyum atıyor. Vekilleri hatta Cumhurbaşkanı adaylarını hapse atıyor. Bu mudur egemenlik, bu mudur demokrasi, bu mudur 23 Nisan? Sizin demokrasiniz sarayın bahçesi kadar" dedi.

TBMM, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM'nin açılışının 105. yılı dolayısıyla özel gündemle toplandı. Özel oturuma, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zeki Yapıcıoğlu da katıldı. Özel oturumu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yüksek organlarının başkanları, eski Meclis Başkanları, yabancı misyon temsilcileri ve diğer davetliler locadan izledi.

“Can Atalay’ın hala esir tutulduğu bir Türkiye'de egemenlik halkındır diyebilir miyiz?”

Sözlerine İstanbul’da meydana gelen deprem nedeniyle başta İstanbullular olmak üzere tüm yurttaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, şöyle konuştu:

“Aynı zamanda sevgilisi Sırrı Süreyya Önder ve tüm sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Bugün bir halkın yeter dediği bir gün. Halkın iktidarı bir sülaleden koparıp almasını ilk adımının üzerinden 105 yıl geçti. Parsel parsel paylaşılmış toprakları yurt yapmak için bu Meclis’i kuran iradeyi güçlendiren halkımızı ve tüm emeği geçenler başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere saygıyla anıyorum.

Sormakla başlayalım; bu sabah kaç çocuk bayram kutlamasına aç gitti, kaç çocuk işe gitmek zorunda kaldı, kaç çocuk hiç çocuk olamadı, kaç çocuk büyümeden hayatını kaybetti? Çocuk Bayramı diyorsak şurada ortaklaşmamız lazım, çocukların bayram edebilmesi için halkın egemen olması, halkın dediğinin olması gerekir. Peki Türkiye böyle mi? Örneğin çocuklar tarikat yurtlarında ölmesin, babaları maden ocaklarında can verip yetim kalmasın diye mücadele eden seçilmiş milletvekili Can Atalay’ın Meclis kütüğüne kaydının yapılmadığı hala esir tutulduğu bir Türkiye'de egemenlik halkındır diyebilir miyiz?

“Şehzadeler Fransız mürebbiyelerle özel dersler yaparken halk çocukları Fransız işgalcilere karşı savaşıyordu”

Aslında formül çok basit. Ülkeyi kim yönetiyorsa, egemen kimse onun çocukları bayram ediyor. Saray yönetiyorsa saray çocukları, halk yönetiyorsa halk çocukları bayram ediyor. Bu iki üç dakikalık konuşmamda hepimizin bildiği tarihsel sürece ilişkin bir şeyler söyleyip vakit kaybetmek istemiyorum. Ben size başka bir 23 Nisan anlatayım. 1920'ye Anadolu'yu, Ankara'yı biliyoruz peki hiç merak ettiniz mi 23 Nisan 1920'de İstanbul'da Saray'da ne yapılıyordu? Vahdettin cuma namazından geldi. Sarayın salonunda işgalci İngiliz temsilcileriyle eğlenceli bir sohbet yapıyordu. Mutfakta sadece o gün harcanan para binlerce askerin günlük yemek masrafı kadardı. Aynı gün Anadolu'da 14 yaşındaki Ali lastik ayakkabıyla cepheye koşuyor, 15 yaşındaki Ayşe kağnısıyla cephane taşıyordu. Saraydakiler ise odadan odaya geçiyor, her odada başka bir keyif yaşıyordu. Şehzade günlük beş altın harcıyor Anadolu'daki halk çocukları ayda 30 kuruş maaşı bile alamıyordu. Şehzade sabah kahvaltısında yedi çeşit ekmekle masaya oturuyordu, halk çocukları bir tas çorbayla gün geçiriyordu. Şehzadeler Fransız çöreği, simit, tereyağlı pide yiyip Fransız mürebbiyelerle özel dersler yaparken halk çocukları Fransız işgalcilere karşı savaşıyordu.

“Sizin demokrasiniz sarayın bahçesi kadar”

Hepinizin bildiği bir şey var, ‘Meclis’ten top sesleri duyuluyordu’ deriz değil mi? Osmanlı Sarayı'nda Avrupalı hocaların özel keman ve piyano dersleri vardı. Sultan Vahdettin büyük kızı Ulviye'ye bir konak, küçük kızı Sabiha'ya başka bir konak hediye ederken Elif babasının kağnısıyla Kurtuluş Savaşı'na cephane taşıyordu. İşte 23 Nisan bunun için önemli arkadaşlar. Eğer bir ülkeyi saray yönetiyorsa orada sadece saraydakilerin çocukları mutlu oluyor. O yüzden söylüyoruz saray yıkılmadan halk için bayram olmaz. Egemenlik şuradaki duvar yazısı değil, bir halk mücadelesidir. Oysa iktidar ne yapıyor halkın seçtiğini beğenmediğinde görevden alıyor, kayyum atıyor. Vekilleri hatta Cumhurbaşkanı adaylarını hapse atıyor. Bu mudur egemenlik bu mudur demokrasi bu mudur 23 Nisan? Sizin demokrasiniz sarayın bahçesi kadar.

“Siz sadece çocukların bayramını değil çocukların diplomalarını ve geleceklerini de çaldınız”

Son günlerde moda bir tartışma var biliyorsunuz diploma geçerli mi değil mi? Soralım bakalım, kaç çocuk sizin yüzünüzden diplomasını almadan öldü? Ali İsmail, Berkin Elvan, 8 yaşındaki Narin, tarikat yurdundaki Enes, MESEM'deki staj cinayetinde yitirdiğimiz Arda, ölen yüzlerce işçi çocuk... Hiçbirine diploması yok. Hatay'da enkaz altında ölen binlerce yavrumuz diplomasız hayatlarını kaybettiler. Siz sadece çocukların bayramını değil çocukların diplomalarını ve geleceklerini de çaldınız. Bu ülkede halkın egemenliğini de çaldınız ama işte yine biri 23 Nisan'dayız yine yeniden doğuyoruz. Siz iktidara geldiğinizde daha doğmamış çocuklar yani hiç bayram yaşayamayanlar çocukluklarını bile yaşayamayanlar saraydan yeniden egemenliğini alıyorlar ve tarih şöyle yazacak: Hiç bayram kutlayamayan çocuklar bir yer ve bayramı yaşayamayan o çocuklar egemenliği bir kez daha saraydan alıp halka veriyor ve bütün Türkiye'de gerçek bayramları kutlanıyor. Yaşasın 23 Nisan.”