Tez-Kop-İş Samsun Şubesi'nden 8 Mart eylemi

 Tez-Kop-İş Samsun Şubesi'nden 8 Mart eylemi

Haber: Mehmet Rebii Özdemir

(SAMSUN)- Tez-Koop-İş Samsun Şubesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle açıklama yaptı. Dönem Sözcüsü Fidan Mocik, “İşçiyiz, güçlüyüz, kazanacağız. Kadınlar birlikte güçlü, asla, yalnız yürümeyeceğiz. Dünyanın bütün kadınları birleşerek umut, cesaret ve onurla birlikte ve ileriye doğru gideceğiz" dedi.

Tez-Koop-İş Sendikası Samsun Şubesi, İlkadım ilçesi Süleymaniye Geçidi'nde sendika üyesi kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Şube Dönem Sözcüsü Fidan Mocik, şunları söyledi:

"Evet kutlu olsun diyen sesinizi duyar gibiyiz! Ancak sesimizde bir kırılganlık var! Kadınların ve kadın emekçilerin kazanımları gün be gün gerilerken kutlama düşüncesini kadın mücadelesi ile sarıp sarmalamaya ve güçlendirmeye yönelik bir uğraşıya çevirmemiz gerekmez mi? Evet, gereksinmemiz olan şey tam da bu!

Türkiye’de, içinde bulunduğumuz şehirde, 8 Martlarda kadın cinayetlerinden, kadına ve çocuğa şiddetten, kadın işçilere ve kadın göçmenlere uygulanan sistematik yıldırma uygulamalarından söz etmek istemezdik. Ancak bunları yaşıyoruz. Bu sonuçları yaşamamızın nedeni, 'kadının ve erkeğin eşit olmadığı” fikriyle kadının değersizleştirilmesi, ayrımcılık ve şiddetin önünün açılmasıdır. Daha da tehlikeli olan şey, bu yaklaşımın bir kamu politikası haline getirilmeye çalışılmasıdır. Oysa bizler toplumsal cinsiyet eşitliğini savunuyoruz.”

"Seçimle gelenler seçimle gitmeliler"

Diyoruz ki; Kadın çalışanlar, kız çocuklarımız, kız kardeşlerimiz, ihmal ve istismarla, şiddetle, ayrımcılıkla ve kayırmacılıkla karşılaşmamalı. Kadınların yaşam hakkı ihlal edilmemeli. Zeytinliklerini, yaylalarını, ormanlarını, dağlarını koruyan köy kadınları, gazeteci kadınlar, siyasetçi, akademisyen kadınlar, tüm yurttaşlar gözaltı ve tutuklanma tehlikesi olmadan ifade özgürlüğünü kullanabilmeli. Kadınlar, ifade özgürlüğü gereğince şimdi ve yıllar öncesi yaptığı sosyal medya paylaşımlarından dolayı soruşturulmamalı. Deprem, yangın, su baskını, taciz, kadın ve çocuk cinayeti, iş cinayeti gibi kamuoyunda öfke yaratan nice olayda suçlular bulunmalı ve yargılanmalı, cezasız kalmamalılar. İyinin, güzelin ve doğrunun peşinde koşmamız gerekirken yolsuzluk, yoksulluk ve yasak haberleriyle karşılaşmamalıyız. Seçimle gelen kamu görevlileri görevlerinden alınmamalıdır. Sendikamızı, Tez-Koop-İş’i seçme özgürlüğümüz baskılarla ortadan kaldırılmamalıdır.

"Kadınlar ve erkekler arasında her alanda eşitlik sağlanmalı, eşdeğer işe eşit ücret verilmelidir"

ILO’nun işyerinde şiddet ve tacizi önlemeye yönelik 190 Sayılı Sözleşmesi imzalanmalıdır. İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanarak hayata geçirilmeli; 6284 sayılı Yasa uygulanmalıdır. Kamu kurumlarının bütçeleri toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bakış açısı ile hazırlanmalıdır. 8 Mart tüm kadınların alanlarda kendilerini ifade edebilmeleri için ücretli izin günü olmalıdır. Kamu politikaları kadın istihdamını genişletmek üzerine oluşturulmalı, kadın istihdamını artırmak için güvenceli işler yaratılmalıdır. Çalışma yaşamında insana, kadına yaraşır iş, ücret ve sosyal güvencenin olduğu çalışma koşulları oluşturulmalıdır. Kadınlar ve erkekler arasında her alanda eşitlik sağlanmalı, eşdeğer işe eşit ücret verilmelidir. Okullarda ve üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği dersleri konulmalıdır. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştıkları ayrımcı ve cinsiyetçi söylem ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakımevi, özel gereksinimli çocuklar için eğitim kurumları ve bakımevleri, hasta ve yaşlı bakımevleri gibi merkezler açılarak bakım yükü, kadınların omuzlarından alınmalıdır. Engelli kadınlar, başta eğitim, sağlık, çalışma yaşamı olmak üzere toplumsal yaşamın her alanına erişebilmelidir; tüm bu alanlarda yaşamları kolaylaştırılmalı ve temsil hakları tanınmalıdır. Yaşadıklarımızdan öğrendik ki kadınlar birlikte güçlü. Kadınlar olarak, kadın emekçiler olarak farkındayız: Biz durursak dünya durur. Kadınlar durursa evdeki yaşam, yeniden üretim ve işyerlerinde üretim durur, sokaklar, kentler yavaş yavaş ölür, kamusal alan yok olur. Bilim, siyaset, sanat ve sevgi üretilemez olur. İyi, doğru ve güzele dair her şeyin anlamı azalır, diyoruz ya hayat durur. Kadınlar sendikalarla, sendikalar kadınlarla güçlü. İşçiyiz, güçlüyüz, kazanacağız. Kadınlar birlikte güçlü, asla, yalnız yürümeyeceğiz. Dünyanın bütün kadınları birleşerek umut, cesaret ve onurla birlikte ve ileriye doğru gideceğiz."