Ülke Politikaları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Subaşı: Baskılar Ekrem İmamoğlu’nun elini güçlendirir

Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) – Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Subaşı, erken seçim ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı aday adaylığına ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu. İmamoğlu hakkında yürütülen davaların seçimde İmamoğlu’nun lehine olacağını belirten Subaşı, “Bu tip baskılar Ekrem İmamoğlu’nun elini güçlendirir. Kamuoyu yoklamalarında da bu çıkıyor. Ekrem Başkan aslında ilk defa ‘Cumhurbaşkanına adayıyım’ dedi. Ama öteden beri söylediği bir laf var: ‘Ben değişimin lideri olacağım’ diye. Bence Ekrem İmamoğlu değişimin liderliğini üstlendi” dedi.
Ülke Politikaları Vakfı (ÜPV) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Subaşı erken seçim tartışmaları ve İBB Başkanıİmamoğlu’na yönelik soruşturmalara ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu. CHP içindeki önseçimin ülke demokrasisi açısından örnek teşkil ettiğini belirten Subaşı, İmamoğlu’nun hakkındaki soruşturmaların kendisine seçimde avantaj sağlayacağını söyledi.
“O kadar çaresiz ki Abdullah Öcalan’ın cezaevinden çıkmasını bile göze alabiliyor”
İstanbul’da ilçe belediye başkanları ve İmamoğlu’na yönelik kayyum atamaları, soruşturma, gözaltı ve tutuklamaların iktidarın ‘çaresizliği’ olduğunu ifade eden Subaşı, “Bunların antidemokratik olduğu çok açık. Siyasal mücadeleler siyaset alanında kalmalı. Bunu hukuka, yargıya, savcıya, cezaya çevirmemek lazım. İstanbul'da üç tane CHP'li belediye başkanı tutuklanıyor. Ama toplum işin detayını bilmese bile, sezgisel olarak hepimiz anlıyoruz ki bunun aslında hukuki değil siyasi gerekçeleri daha fazla. Bu nereden kaynaklanıyor? Mevcut iktidar iki yönlü strateji geliyor. Bir, rakipler serpilip büyümesin. İki, ‘Ben de aday olayım.’ Rakiplerin serpilip büyümesini tutuklamalar, gözaltılar, siyasi yasaklar üzerinden kurmaya çalışıyor ama bence başarılı olamayacak. Kendisinin adaylaşmasını da birtakım ittifaklar kurarak… Bu konuda o kadar çaresiz ki Abdullah Öcalan’ın cezaevinden çıkmasını bile göze alabiliyor. O kadar çaresiz. Tabii her türlü önlemi alabilir. İktidarı kaybetmeme korkusu, telaşı yanlışlar yaptırabilir siyasal iktidarlara. Bu yanlışları tarihte birçok yönetici yaptı. Bizimkilerin onlardan bir fark yok. Onlar da yapıyorlar bu yanlışları. Bunlar inanın bir değişim için değişimi engellemek için bir çare değil bunlar. Halk değişime karar vermiş durumda. Halk bir değişim başlamalı diyor” dedi.
“Ekrem Başkan değişimin liderliğini üstlendi”
İmamoğlu hakkında devam eden davaların seçimde lehine olacağını ifade eden Subaşı, şunları söyledi:
“Bu tip baskılar Ekrem İmamoğlu’nun elini güçlendirir. O net. Kamuoyu yoklamalarında da bu çıkıyor. Ekrem Başkan aslında ilk defa ‘Cumhurbaşkanına adayıyım’ dedi. Ama öteden beri söylediği bir laf var: ‘Ben değişimin lideri olacağım’ diye. Bence Ekrem İmamoğlu değişimin liderliğini üstlendi. Bu değişimin liderliği içinde pozisyonu ne olacak o ayrı bir konu. Türkiye'de bir değişim gerçekleşecek. Bunun liderliğini de Ekrem Başkanı, Mansur Başkan, Özgür Başkan üstlenecekler.”
“Ön seçime katılmak, kime oy verdiğinizden bağımsız olarak bir tavırdır”
CHP’nin ön seçiminin Türkiye’nin demokrasi yolculuğunda öncü rolü üstleneceğini belirten Subaşı, “Bir ön seçime gireceğiz. Kampanyaya İzmir'den başlıyoruz. 6 Eylül 1980 yılında rahmetli Bülent Ecevit Petrol-İş Kongresi'nde bir konuşma yapıyor ve ‘Siyasi tartışmalar böyle futbol maçı gibi bir şey değil siyaset’ diyor. Siyasi mücadele bu değil. Eğer halk bu işe müdahale etmezse, bu siyasi mücadelenin sahibi olmazsa bir hakem gelir, düdüğü çalar. Sonra 12 Eylül oluyor. Şimdi 12 Eylül tarzı bir şeyin olması mümkün değil. Ama siyasetin bir tür horoz dövüşü gibi görüntüsü Türkiye'de bir süredir devam ediyor. Bu ön seçim aslında 1,5 milyonun üstünde üyesi olan CHP’nin ‘Hayır bu işin içinde ben varım’ dediği bir etkinlik. Bu bambaşka bir şey. Şimdi AK Parti'nin kongrelerine bakın. Aday çıkıyor bir tane. Zaten kim olduğu belli. Çıkıyor, oluyor, bitiyor. Bir de bizim kongrelere bakın. Dolayısıyla burada ön seçime katılmak, kime oy verdiğinizden bağımsız olarak bir tavırdır. CHP’liler ‘Bu işin sahibi biziz’ demelidir. CHP olarak Türkiye’ye bir mesaj vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
“İzmir uzun yıllar süren bu AK Parti döneminde muhalif kimliğini hep korudu”
İmamoğlu’nun seçim çalışmalarına İzmir’den başlamasını da değerlendiren Subaşı, şöyle konuştu:
“Partimiz çok aşağılanıyor. ‘Bunlar bir şey yapamaz, edemez’ gibi. Bütün bunlara bir cevap bu ön seçim. Dolayısıyla bence çok yüksek bir katılım olacak. Burada İzmir'e çok güzel görev düşüyor. Ekrem Başkan'ın buradan başlanması zaten. İzmir uzun yıllar süren bu AK Parti döneminde muhalif kimliğini hep korudu. İleride bunların dizileri, belgeselleri, doktora tezleri olacak. Nasıl oldu da İzmir teslim olmadı diye. Bunun bedelini de ödedi İzmir. Şehircilik olarak ödedi, yatırımlar olarak başka alanlarda da ödedi ama buna rağmen İzmirli vazgeçmedi. Dolayısıyla bütün bunların tabii ki başlayacağı yer İzmir olmalıydı. O bakımdan ben İzmirlileri tebrik ediyorum.”