Van’da düzenlenen İnşaat ve Yapı Zirvesi'nde yapı güvenliği ve tarihi mirasın korunması ele alındı

(VAN) - Van’da düzenlenen İnşaat ve Yapı Zirvesi, sektör temsilcilerini, akademisyenleri ve uzmanları bir araya getirdi. Zirvede, yapı güvenliği, tarihi mirasın korunması, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi önemli başlıklar masaya yatırıldı.
Van’da önceki gün kapılarını açan İnşaat ve Yapı Fuarı, gerçekleştirilen İnşaat ve Yapı Zirvesi ile devam etti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Van Şubesi ve Mimarlar Odası Van Şubesi iş birliğiyle düzenlenen zirve, İpekyolu Expo Fuar ve Kongre Merkezi'nde yapıldı. Zirveye, yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan'ın yanı sıra, ilçe belediye eş başkanları, DEM Parti İl Başkanı Veysi Dilekçi ve çok sayıda davetli katıldı.
"Deprem öldürmez, yönetimsizlik öldürür"
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan, şunları söyledi:
"Geçen yıl yaptığımız açılış konuşmasında Tokat'taki deprem, artçı depremleri konuştuk. Bugün de gündemimizde İstanbul'daki artçı depremler var. Yarın Van'da olmayacağı ne malum? Tabii kentimizde yapı stoku noktasında çok ciddi riskli yapılarımızın olduğunu, deprem risk haritamızın hala oluşmadığı ve bu süreçlerin sekteye uğratılması bizleri çok fazla yordu ve yıprattı. Temenni etmek yerine keşke somut adımlarla sorunları çözmek. Sorunları keşke masadan sahaya yansıtabilmek. Bu sorunları halkla beraber ikili kurum kuruluşlarla beraber çözüm noktasında ne gerekiyorsa biz yapabilsek diyoruz. Ama ne yazık her zaman keşkelerle kalıyoruz. Sorunlarımız tozlu raflarda kalıyor. Sorunlarımız sekteye uğratıldığı gibi bizler her zaman inşaat mühendisleri olarak bu konunun üzülen mağdur tarafıyız. İnşaat mesleği olarak bizim üzerimizdeki sorumluluk ve yükümlülük çok daha fazla. Bizim en büyük temennimiz bu yöndedir sürekli söylüyoruz; deprem öldürmez, yönetimsizlik öldürür. kaçak yapılar öldürür. denetim ve mühendislik hizmetinin olmadığı, teknik hizmetlerin olmadığı yerlerde umarım bu sorunları artık keşkelerde bırakmayız. Somut adımlarla masadaki çalışmaları sahaya aktararak güzel çalışmalar yaparız."
Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Ahmet Ortakçı, "Bugün burada inşaat ve yapı sektörünün geleceğini şekillendiren yenilikçi fikirleri, teknolojileri ve projeleri bir araya getirmek için toplandık. Bu fuar sadece bir sergi alanı değil, aynı zamanda sektörümüzün vizyonunu dayanışmasını ve sürdürülebilir bir geleceğe yansıtan bir platformudur. Bu fuarda en son yapı teknolojilerinden, çevre dostu malzemelere, yenilikçi mimari tasarımlara kadar sektörümüzün sunduğu fırsatları keşfedeceksiniz" dedi.
"Halkların iradesine saygı duyulursa bu kent yaşanılabilecek bir kent olacak"
Yerine kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal, şunları söyledi:
"Bir kenti yaşanılır kılabilmek bütün toplumsal dokusuyla var olan değerleriyle o kent içerisinde yaşayan haklarıyla kucaklaşmayı bilmek, dayanışma içerisinde yaşamak ve birbirinin taşıdığı kimliksel değerlere saygı duymak, bunların ileriye taşımakla mümkün olabilir. Bir kenti yaşanabilir kılabilmek demokratik değerleri hayata geçirmekle kılınır. Bir kenti yaşanılabilir kılmak tarihi dokusunu koruyabilmek, kültürel değerlerini koruyabilmek ve en önemlisi o kente tekrar ediyorum dayanışma duygusunu örmekle olur. Ancak en önemlisi bir kenti yaşanılabilir kılabilmek o kente yaşayan herkesin İradesine saygı duymak ve kendi kendini yönetebilme iradesine saygı duymakla gerçekleşir.
En başından beri yönetime geldiğimiz günden bugüne kadar ve bundan sonraki süreçte de bu kentin yaşanılabilir kılmanın en temel koşulunun ortak akılla bu kenti dizayn edebilmek ve yönetebilmek olduğunu hep vurguladık. İnanıyoruz ki eğer bir kentte halkların birlikte yönetebilme istemine saygı duyulursa, halkların iradesine saygı duyulursa bu kent hepimiz için yaşanılabilecek bir kent olacak."
"Depremlerin önüne geçemeyiz fakat önlemler alabiliriz"
Abdullah Zeydan ise şunları söyledi:
"Biliyorsunuz coğrafyamız bir deprem kuşağı coğrafyasıdır. 2 gün önce İstanbul'da 6.2 büyüklüğünde bir depremle depremle karşı karşıya kaldık. Depremlerin önüne geçemeyiz fakat önlemler alarak bu yıkıcı etkilerini en aza indirebiliriz. Biz bu halkın sorunlarının ve gelişecek olası afetlerin etkilerini en aza indirme sorumluluğu için bizleri bu görevlerde görevlendirmişler. Bunun için de ortak aklı, toplumsal aklı harekete geçirmek gerekiyor. Özellikle deprem konusunda siyaset üstü bir tutumla hem genel hem merkezi hem yıllardır bu işe kafa yoran TMMOB gibi meslek örgütlerinin biliminden ve tekniğinden birikim ve tecrübesinden yararlanarak ortak aklı hayata geçirme sorumluluğumuz var. Fakat maalesef böylesi ortak bir aklı göremiyoruz.
Kentinizin daha yaşanılabilir, daha ekolojik, daha erişilebilir tüm potansiyelleriyle birlikte hak ettiği noktaya gelebilmesi adına bütün bu çalışmaların yanında olduğumuzu, ön açı olduğumuzu ve kenti ve kente yaşayan herkesi hak ettiği hizmetlerle buluşturma adına siyasi düşüncesi ya da konumu ne olursa olsun seçilmiş ya da atanmış ortak bir akılda buluşma ve bu halka kendi hizmet etme isteğimizi hep dile getirdik. Bu konuda hep kapımızı açık tuttuk. Barış ve demokratik toplum çağrısını ve sürecini destekliyoruz ve bu sürecin ciddi bir şekilde yürütülmesi adına da her türlü desteği verdiğimizi buradan bir daha ifade etmek istiyoruz. Bizler bu süreci desteklerken bu kayyum gasbına karşı mücadelemizi de en üst seviyede her zaman sürdüreceğimizi ifade ediyorum."
"Yönetimi devrederken yeşil alan miktarı nedir? Bu önemli bir kriter"
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi'nden öğretim üyesi Doç. Dr. Şahabettin Öztürk "Tarihi Van Taş Köprüleri" üzerine sunum yaptı. Öztürk, şunları söyledi:
"Malumunuz Avrupa Birliği'nde başarılı kentler değerlendirilirken, başarılı kentlerin idarecileri değerlendirirken üç temel kriter üzerinde kurgu değerlendirilirler. Birincisi iktidara yönetime gelmeden önce şehrimizdeki yeşil alan kişi başına düşen miktarı neydi? Yönetimi devrederken yeşil alan miktarı nedir? Önemli bir kriter. İkinci önemli kriter malum yaşadığımız toplumda engelli diye nitelendirilen bir kesim var. Bunlara ait sosyokültürel veya ulaşılabilir ne kadar hizmet yaptı? Bunlar bu önemli bir baz olarak değerlendirir. Üçüncü, biraz da beni ilgilendiren, konuyu ilgilendiren konu mevcut kentte kültürel varlıklarıyla ilgili ne kadar çalışma yaptı, bunları halka ne kadar yansıttı? Bu üç kriterle ilgili belediye başkanının başarılı olup olmadığına karar verilir. Onun dışındaki işte çevreymiş, kültürmüş, çöpmüş, yolmuş, suymuş, Bütün bunlar zaten belediyenin yapması gereken hizmetler diye değerlendirilir."