6 Şubat depremlerinin ikinci yılında Samandağ: Birinci etap TOKİ dahi bitmedi, vatandaş sorunu baraka yaparak çözüyor

Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN - Kamera: Dursun ALKAYA

(HATAY) - Hatay’ın Samandağ ilçesi de depremde derin yara alan ilçelerden. Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Eryılmaz, depremin ikinci yıldönümü gelirken ilçelerinin en büyük sorununun barınma olduğunu söyledi. Birinci etap TOKİ’nin dahi hala bitmediğini söyleyen Eryılmaz, “Merkezi hükümet barınma sorununda sınıfta kaldı” dedi.

6 Şubat depremlerinin ikinci yılı dolmak üzere. Depremlerde ağır darbe alan Hatay’ın Samandağ ilçesinde bir yanda hala yıkımlar devam ederken, diğer yanda her şeye rağmen akan bir hayat var. İki yılda ise Hatay genelinde olduğu gibi Samandağ’ın en birinci sorunu barınma.

Samandağ’ın, ilçede yaşayan depremzedelerin genel sorunlarını, belediyenin hizmet götürürken yaşadığı problemleri Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı Adnan Eryılmaz’la konuştuk.

Samandağ Belediye Başkan Yardımcısı: Depremi hala yaşıyoruz

Birkaç gün sonra 6 Şubat'ın yıldönümü olacağını, bu büyük yıkımın Hatay’a hem maddi hem de manevi olarak bir yıkım getirdiğini ve kentlerinin hala toparlanamadığını vurgulayan Eryılmaz, “Şehrimiz hala toparlanamadı, yıkımlar devam ediyor. Davaları devam eden binalar var. Orta hasarlı binalar da yıkılıyor çünkü güçlendirme ruhsatı alamıyorlar. Ağır hasarlı binaların yıkımı devam ediyor. Anlayacağınız depremi hala yaşıyoruz en canlı haliyle” şeklinde konuştu.

"Merkezi hükümet barınma sorununda sınıfta kaldı"

Samandağ’ın depremden önce de kentsel anlamda sorunları vardı. Belediye Başkan Yardımcısı Eryılmaz, depremle beraber var olan sorunların katlandığını söyledi. Samandağ’da deprem sonrası en birincil sorunun barınma olduğunu vurgulayan Eryılmaz, sorunu şu sözlerle anlattı:

"Vatandaşlarımızın barınma sorunu devam ediyor. Sorunu kendi çabaları ile baraka tipi evler inşa edip gidermeye çalışıyorlar. Bu konuda merkezi hükümetin biraz sınıfta kaldığını söylemek lazım. Özellikle Samandağ'da TOKİ'nin hak sahiplerine yönelik inşa etmesi gereken binalar, daireler çok yavaş inşa ediliyor. 450 dairelik birinci etap dahi hala bitmedi. Bunların çok hızlı bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Çünkü vatandaşımız ikinci kışı atlatmak üzere konteyner kentlerde. Depremin yarattığı diğer sorunlar ise şehir parçalandı, aileler dağıldı. Merkezi hükümetten bu soruna çok acil el atmasını ve çözmesini istiyoruz.”

Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP), 10 ay önce yapılan seçimlerde belediyeyi borç batağında devraldığını, en temel belediye malzemesinin dahi yenilenmiş olduğunu belirten Eryılmaz, "Belediyenin böyle olduğunu biliyorduk, sürpriz olmadı. On aylık süreçte çok yol aldık diyemeyiz ama belediyeyi kurumsallaştırdık; bu ilk hedefimizdi, başardık. Araç filomuzu geliştirdik, yeni araçlar eklendi filomuza. İş makinelerimize, temizlik makinelerimize çöp toplama araçlarımıza eklemeler yaptık. Yeterli mi değil ama iyi yolda olduğumuzu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

120 bin nüfuslu Samandağ’ın gayri resmi nüfusu 220 bin

6 Şubat’tan sonra Samandağ nüfusunda gayri resmi çok artış oldu. Özellikle Defne ilçesinde oturan, ikameti de hala Defne’de olan binlerce insan deprem sonrası Samandağ’ın köylerine yerleşti, burada derme çatma evler yaptı. Başkan Yardımcısı Adnan Eryılmaz, yaklaşık yüz bin kişinin deprem sonrası Samandağ’a yerleştiğine dikkati çekerek, durumu şu sözlerle aktardı:

"Samandağ’ın resmi nüfusu 120-130 bin arası. Samandağ’da yaşayan gayri resmi nüfus 220 bin civarında. Dolayısıyla 120 bin hak ediş üzerinden gelen parayla 220 bin insanımıza hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu da bizi maddi olarak yoruyor. Depremle birlikte Antakya'da yaşayan Defne'de yaşayan insanımızın Samandağ'a yerleşmesiyle oluşan bir nüfus. Hizmet götürmeye çalışıyoruz. İstediğimiz yerde değiliz bunun farkındayız ama buna ilişkin olarak da buradan hareketle geldiğimiz noktanın da kötü olduğunu düşünmüyorum iyi bir noktadayız daha da iyi olacağız."

"Can havliyle yapılan evler ek maliyet ev iş yük getirdi"

Belediyenin çözüm bulmaya çalıştığı bir diğer alan deprem sonrası vatandaşın kendi çabasıyla tarlasına, bahçesine, boş bulduğu araziye yaptığı evler.

Depremle birlikte insanların tarım alanlarına, yol olmayan araziye, konut yaptığını ve bu durumla beraber ortaya yol ihtiyacı çıktığını söyleyen Eryılmaz, “Yol açmak da yetmiyor, yol açtığınız yere kanalizasyon götürmeniz, su şebekesi götürmeniz gerekiyor yolu asfaltlamanız ya da parke yapmanız gerekiyor. Bunların hepsi bir iş yükü. Depremden sonra insanlar can havliyle barınabileceği yerleşebileceği gördüğü tüm alanlara, bahçesine, tarlasına hazine arazisine evler yaptı. Yol yapmak yetmiyor, o yolu asfaltlamak, parke yapmak zorundasınız Bunların hepsi ek maliyet ve iş yükü getirdi” şeklinde konuştu.

Samandağ Belediyesi “Beton santraline ruhsat vermedik”

Hatay’ın önemli sorunlarından biri de sulak alan, tarım arazilerine kurulan beton santrali, taş ocağı. Samandağ’da Asi göl havzasına kurulan beton santrali, aylardır Samandağlıların uğraştığı bir konu. Başkan Yardımcısı Eryılmaz, belediyenin beton santrali konusunda tavrının net olduğunu, hiçbir zaman ruhsat vermediklerini kaydetti. Bir kamu kurumu olan belediyenin hukuk çerçevesinde hareket ettiğini, üzerlerine düşen cezalandırma, mühürleme gibi hukuki süreci işlettiklerini söyleyen Eryılmaz, "Beton Santrali sahipleri de mahkemeye başvurarak yürütme durdurma kararı aldılar ve faaliyet devam etti. En son mahkemeden santralin çalışmasını uygun olmadığı yasaya aykırı olduğuna ilişkin bir karar çıktı ve mühürledik. Şu an için orada herhangi bir faaliyet yok" dedi.

Çöğürlü Mahallesi’nde belediyenin Asi kenarına moloz döktüğüne dair iddiaya Adnan Eryılmaz, "Samandağ Belediyesi’nin orada yapmak istediği şey şu 30-40 metrelik bir yol. Bu yolu yapmadaki amaç da Sutaşı mahallesinden iş makineleri çok geçiyor. Okullar da var o bölgede bunun için bir yol yapıldı Asi kenarında. Onu da geçici olarak kullanacağız" diye konuştu.

"Bizim dayanışmaya, manevi desteğe ihtiyacımız var"

Samandağ Belediyesi Başkan Yardımcı Adnan Eryılmaz, "Halkımızdan Samandağ halkı ile dayanışma içinde olmalarını isteriz çünkü bizim manevi bir desteğe de ihtiyacımız var. Samandağ’a ziyaret etmelerini istiyoruz sokaklarımızda, sahillerimizde dolaşmalarını istiyoruz. İnsanımız dışarıdaki insanla ne kadar ilişki içinde olursa travmayı daha erken atlatabilir, dayanışmaya ihtiyacımız var, konuşmaya dertleşmeye ihtiyacımız var" ifadesini kullandı.