CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik: "Önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar, fırsat vermeyeceğiz"

Haber: Beril KALELİ/Kamer: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL) - CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Beykoz Belediyesi önünde Başkan Alaattin Köseler’in gözaltına alınmasına ilişkin açıklamada bulundu. Çelik, "Tam Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun, Genel Başkanımızın Ankara'da tarihi toplantılar gerçekleştirdiği bir günde CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adaylığıyla ilgili sürecinin startının verildiği bir günde, zaman ayarlı bir operasyonla Beykoz Belediyesi'ne bir operasyon yaparak CHP'nin iktidar yürüyüşünü engellemek istiyorlar. Siyasallaştırdıkları yargıyla, kolluk gücüyle, tahakküm altına aldıkları medyayla önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar. Buna fırsat vermeyeceğiz. Ankara'da bir kişinin çizdiği sınırlar içerisinde oyun oynama dönemi bitmiştir" dedi.
Beykoz Belediyesi'ne yönelik operasyonla Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in gözaltına alınmasının ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik belediyeye gelerek, CHP'li ilçe başkanlarıyla toplantı yaptı. Toplantının ardından CHP'li ilçe, gençlik kolları, kadın kolları yöneticileri ve meclis üyeleriyle belediye binası önündeki alana gelen Çelik, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, şöyle konuştu:
"Şafak operasyonlarına Türkiye'yi alıştırmaya çalışıyorlar"
"Bugün yine güne bir hukuksuzlukla başladık. Son 100 gündür şafak operasyonlarına Türkiye'yi alıştırmaya çalışıyorlar. Ama bugün, güne bir şafak operasyonuyla değil, bir gece yarısı operasyonuyla başladık. Gecenin saat 4'ünde, Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Beykoz halkının iradesiyle seçilmiş 65 yaşındaki belediye başkanımızın evine çok sayıda polisle bir baskın düzenlendi. Daha kapıyı açar açmaz, aile ortamı kameralarla kayıt altına alınarak evin içerisinde arama yapıldı ve Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler ve bir grup belediyede görev yapan arkadaşımız gözaltına alındı.
"Savcı vekilinin evrakta imzası yok, talimatı yok; ancak, polis memurları belediyeye geliyorlar ve evrak istiyorlar"
Geçen hafta burada bir hukuk skandalı yaşandı. Şurada, sol tarafta Beykoz Adliyesi tabelasını görüyoruz. Belediye binasına 100 mesafede. İki kurum yan yana. Geçen hafta buraya bir grup polis ve memuru geldi ve buradan belirli dosyaları bir yazıyla istediler. O yazının üzerinde savcı vekilinin ismi vardı. Avukatlar, evrakın QR kodunu tarattılar. Sayın Savcı Vekili'nin evrakta imzasının olmadığını gördüler. Herhalde bir yanlışlık var diye düşündüler. Yetkililere dediler ki, 'Bu evrakta Sayın Savcı Vekili'nin imzası yok'. Yetkililer, sayın savcı vekilini aradılar, o telefon konuşmasına bizim avukatlarımız tanıklık ettiler. Telefon konuşmasında savcı vekili, 'Benim böyle bir evraktan haberim yok' dedi, yani savcı vekilinin evrakta bir imzası yok, bir talimatı yok. Ancak, polis memurları belediyeye geliyorlar ve buradan evrak istiyorlar. Bunun sonucunda belediye başkanımız, ben de o gün buradaydım, 'Bizden dosyalar isteniyor ama evraktaki savcı vekilinin, ismi yazılı olan ismin, imzası yok evrakta. Biz, her türlü konuda bilgileri, belgeleri, dokümanları paylaşmaya hazırız, verilmeyecek hiçbir hesabımız yok. Ancak, sahte bir evrakla bizden dosyalar isteniyor' dedi. Bir gün sonra, Başsavcı'nın imzasıyla yeni bir evrak getirildi ve Belediye Başkanımız dosyaları teslim etti. Neden anlatıyorum bunu? Bu uygulamaları, yakın tarihte FETÖ operasyonlarından biliyoruz. O zaman da şafak operasyonları düzenlendi. O zaman da sahte belgeler düzenlendi. O zaman da sahte haberlerle insanlar gözaltına alındı, cezaevine koyuldu.
"Toplumun gerçek sorunlarının üzerini örtmek istiyorlar"
Siyasi partilerin genel başkanları tutuklu vaziyette. Belediye başkanlarımız, Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat Silivri zindanında, Esenyurt belediye Başkanımız Ahmet Özer Silivri zindanında, gazeteci tutuklu, akademisyen tutuklu, sokakta röportaj yapan yetmiş 75-76 yaşındaki vatandaş tutuklandı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Üç hedefleri var bu gözaltılarda, bu baskılarla, bu uygulamalarla. Birincisi, Türkiye bir kriz sarmalının içerisinde. 22 yıldır Türkiye'yi yöneten siyasi iktidar, Türkiye'yi içerisine soktuğu krizden çıkış yolu bulamıyor. Toplumun gerçek sorunlarının üzerini örtmek istiyorlar. Türkiye'nin güvenlik krizi konuşulmasın istiyorlar. Bir köyde sekiz yaşında bir çocuk katlediliyor, köy üstünü kapatmaya çalışıyor, bu konuşulmasın istiyorlar. Bolu'da onların denetimsizlikleri yüzünden canlarımız yandı, bunlar konuşulmasını istiyorlar. Bir sabah uyandığımızda, bebeklerin yaşamından kar elde etmeye çalışan bir çeteyi Türkiye öğreniyor. Bunlar konuşulmasını istiyorlar. Türkiye'nin hayatın her alanındaki adalet krizi konuşulmasın istiyorlar. Türkiye'yi sürükledikleri ekonomik yıkım, emeklinin, emekçinin, işçinin durumu konuşulmasın istiyorlar. Birinci amaçları Türkiye'nin gerçek sorunlarının üzeri örtmek. Ikinci amaçları, toplumu korkutmak, gözdağı vermek. 'Ya benim arkama hizalanırsın ya benim dediğim gibi davranırsın ya da kim olursa olsun, ister bir siyasi partinin genel başkanı ister sokaktaki yetmiş 76 yaşındaki sıradan vatandaş seni gözaltına alırım, tutuklarım' diyorlar. Toplumu korkuyla ve baskıyla susturmaya çalışıyorlar. Üçüncü amaçları da, önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar. İşte, bugün gece yarısı Beykoz'da yaşanan da budur.
"Ankara'da bir kişinin çizdiği sınırlar içerisinde oyun oynama dönemi bitmiştir"
Tam Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun, Genel Başkanımızın Ankara'da tarihi toplantılar gerçekleştirdiği bir günde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı aday adaylığıyla ilgili sürecinin startının verildiği bir günde, zaman ayarlı bir operasyonla Beykoz Belediyesi'ne bir operasyon yaparak Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidar yürüyüşünü engellemek istiyorlar. Takiplerini kendilerine göre belirlemek, oyunun kurallarını kendilerine göre çizmek kendileri belirlemek istiyorlar. Siyasallaştırdıkları yargıyla, kolluk gücüyle, tahakküm altına aldıkları medyayla önümüzdeki siyaset sürecini dizayn etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz, buna fırsat vermeyeceğiz. Ankara'da bir kişinin çizdiği sınırlar içerisinde oyun oynama dönemi bitmiştir. Erken seçim sandığını vatandaşın önüne koyacağız ve bu topraklarda adalet içerisinde, özgür bir biçimde yaşadığı ve demokrasinin yeniden tesis edildiği günleri hepbirlikte getireceğiz."