Dışişleri Bakanı Fidan: “Gazze’yle ilgili bir tehcir meselesi hiçbir şekilde ne bölgenin ne bizim kabul edeceğimiz bir durum değil”
(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Gazze’yi boşaltın, Gazze’yi ABD devralacak” söylemlerine ilişkin, “Bu, kabul edilemez bir konu. Trump’ın iki devletli çözüm odaklı bir taahhüt ortaya koyduğunu da görmüyoruz. Ama Gazze’yle ilgili bir tehcir meselesi hiçbir şekilde ne bölgenin ne bizim kabul edeceğimiz bir durum değil. Bunu düşünmek bile kötü ve abesle iştigal... Bunun, tartışmaya açılması bile yanlış” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, AA Editör Masasına konuk oldu. Fidan, Suriye’deki yeni döneme, Suriye’deki PKK/YPG terör örgütünün varlığı, DEAŞ’la mücadele, Orta Doğu’daki son gelişmeler, bölge ülkeleriyle olan ilişkiler, ABD’de yeni Trump dönemi, Trump’ın Gazze’ye ilişkin söylemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Fidan’a Ahmed el-Şara’nın ziyareti ve yeni dönemde bu ziyaretin sonuçlarının değerlendirmesi soruldu. Fidan, “Ahmed el-Şara Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ikinci ziyaretinin Türkiye’ye yaptı. Suriye’deki son 2 aydır gördüğümüz gelişmelerin belli bir tempoyla ivmelendiğini görüyoruz ama çok şükür hepsi de olumlu seyrediyor” dedi. Fidan, şunları söyledi:
''Suriye’nin yeni döneminde ilişkilerimizin hız kazanacağını düşünüyorum''
''Hem bölge ülkelerinin hem uluslararası toplumun şu andaki yeni yönetime yaklaşımı fevkalade olumlu. Yeni yönetim de sorumlu bir şekilde davranıyor. Dün Cumhurbaşkanımızla yapılan görüşmelerde iki ülke arasında daha önce çözüme kavuşma imkanı olmayan dondurulmuş konuları ele alma imkanı oldu. Suriye’nin yeniden yapılandırılmasında, ayağa kaldırılmasında, temel hizmetlerin halka iletilmesinde Türkiye’nin ne türden bir rolü olabilir, bunlar hep masaya yatırıldı.
İki ülke arasında sınır güvenliği, ticaretin arttırılması, bölge ülkeleriyle olan bağlantısallık konusu başta olmak üzere güvenlik konuları da ele alındı. Güvenlik konuları YPG’nin nasıl çözüleceği meselesi başta olmak üzere DEAŞ’la mücadele, sınır güvenliği, bölge ülkeleriyle bu konuda atılabilecek adımlar, geniş bir yelpazede konular ele alındı. Çok verimli bir görüşme oldu. Bu türeden etkileşimler Şam’daki yeni yönetim için önemli. Çünkü bölgedeki önemli ülkelerin muhattaplarının ne hissettiğini, ne düşündüğünü, ne beklediğini bire bir öğrenme imkanı oluyor. Yeni dönemde ilişkilerimizin çok büyük bir ivmeyle hız kazanacağını düşünüyorum.''
“Şara’dan bir numaralı beklentimiz, Türkiye ve bölge için tehdit eden konulara vaziyet etmesi”
Savunma alanında Türkiye’nin Suriye’ye desteğinin ne olacağı sorusu üzerine Fidan, “Uzun yıllardır savunma sanayiye ciddi yatırımlar yapıldı. Milli güvenlik sistemimizi çok büyük oranda reforme ettik. İstihbarat, diplomasi, askeri alanlarda muazzam yetenekler kazandık” dedi.
''Bize dışardan tehdit gelmediği sürece bizim çok fazla bu konularda başkasının desteğine ihtiyacımız yok” diye konuşan Fidan, şu ifadeleri kullandı:
''Bizim canımızı sıkan konular bölgemizde, bizim sınırlarımızın ötesinde başlayan problemler. Bizim Ahmed Şara’dan ve yeni yönetimden bir numaralı beklentimiz, kendi ülkesindeki sorunlara sahip çıkması, çözmesi ve Türkiye için bölge için tehdit eden konulara vaziyet etmesi. Biz bunu, Suriye’den de Irak’tan da İran’dan da bekliyoruz. Onlar da haliyle bizden beklemek durumundalar. Biz nasıl etrafımızdaki ülkeler için tehdit üretmiyorsak, etrafımızdaki ülkelerin herhangi bir nedenle bize tehdit üretmemesi bizim için bir numaralı öncelik.''
“Şara’da Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını tatmin edecek bir netlik olduğunu gördüm”
Yeni Suriye’de PKK/YPG varlığının akıbetinin ne olacağına ilişkin bir soruya Fidan, “Burada temel sorun YPG’nin bir önceki Esad dönemindeki mevcut krizden istifadeyle oluşturduğu de facto durum ve verdiği hapishane hizmetleriyle birtakım ülkenin desteğini alıyor gözükmesi'' yanıtını verdi. Fidan, şöyle konuştu:
''Suriye’nin geleceğinde hiçbir gruba, etnisiteye, mezhebe bir ayrıcalık yokken başka bir yere bir şey yapılması söz konusu olamaz. Dünkü görüşmelerden de aldığımız izlenim buydu. Bizim için önemli olan sınırın öbür tarafında bizim için bir silahlı tehdit oluyor mu olmuyor biz ona bakıyoruz. Suriye yönetimi buna daha geniş perspektiften bakmak zorunda çünkü ülkenin milli bütünlüğü ve beraberliği tehdit altına girmemeli. Bu açıdan baktığımızda ben Sayın Şara’nın ve arkadaşlarının kafasının son derece net olduğunu gördüm, Türkiye’nin de açıkçası güvenlik ihtiyaçlarını tatmin edecek bir netlik olduğunu gördüm.
Suriye’de tamamıyla milli bütünlük, birlik, beraberlik, egemenlik olacak ve kimseye böyle bir ayrı otonomi veya başka bir şey yok. Bütün etnisiteler anayasal vatandaşlık çerçevesinde eşit muamele görmeli, hiç kimse kendi kimliğinden dolayı farklı muamele görmemeli. Onun dışında siyasal ve idari bölünme kabul edilmiyor.''
''Sayın Bahçeli’nin Türk-Kürt kardeşliğinin altını çizen açıklamalarını önemli buluyorum''
Fidan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a yönelik çağrısına ilişkin, ''Sayın Bahçeli’nin özellikle Türk-Kürt kardeşliğinin altını çizen açıklamalarını fevkalade önemli buluyorum. Özellikle sosyal barış adına çok önemli. Bunu yaparken de büyük bir siyasi risk üstlendiğini açıkçası görüyoruz. Asıl takdire şayan kısmı burası” dedi. Fidan, şunları söyledi:
''Ülkenin menfaati için bir fedakarlık yapılması örneğiyle karşı karşıyayız. Bizim birinci önceliğimiz şu ana kadar yaptığımız gibi terörle mücadeleyle her türlü yöntemi kullanarak mücadele etmek. Devlet organlarının, Milli Güvenlik sisteminin buna göre yeniden dizaynı epey bir zaman aldı. Yani yeni yeteneklerin geliştirilmesi, sınır ötesi yeteneklerin artması, istihbaratın içeriden dışarıya doğru yönelmesi, dışarıda operasyon yapabilir hale gelmesi, savunma sanayindeki yatırımların bu türden operasyonları destekleyebilecek bir noktaya erişebilmesi, bunların hepsi ayrı ayrı çalışmalarda yürütülen kulvarların meydana gelmesi.
Terörün altından halıyı çekmek ve teröre zemin kaybettirmenin asıl konusu demokratik reformlardır, sosyal barış için atılacak adımlardır. Türkiye şimdi bölgesinde örnek gösterilen bir ülke haline gelmiş durumda. Herkesin kendi kimliğini ve inancını özgürce ifade edebildiği, yaşayabildiği, bundan dolayı herhangi bir mağduriyete, mahkumiyete ve tahribata tutulmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla Sayın Bahçeli’nin çıkışları, terörün altındaki halıyı çekme konusunda fevkalade önemli bir çıkış olarak değerlendiriyorum.''
''ABD’den beklentimiz YPG’ye olan desteğini kesmesi''
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki askeri varlığını yeniden değerlendirmeye açması üzerine Fidan’a bu süreci nasıl değerlendirildiği soruldu. Fidan, “ABD’de atamaların onaylama süreçleri yeni bitti, yani buradan gelecek verilerle Trump yönetimi bir karar verme sürecinde bunu öyle anlıyoruz” dedi. Fidan, şöyle konuştu:
“Burada kendi muhattaplarımızla yaptığımız görüşmeler yönetimde de son bir yıldır fevkalade büyük bir hız kazanmıştı. Çok detaylı görüşmelere de başlamıştık. Umarız burada isabetli bir karar verilir.
Burada beklediğimiz konu ABD’nin YPG’ye olan desteğini kesmesi ve oradaki Suriye’nin milli bütünlüğü ve beraberliğini tehdit eden durumun ortadan kalkması ve yeni Suriye’nin de zaman kaybetmeden yoluna devam etmesi lazım. Gerekirse Suriye Devleti kendi milli bütünlüğünü sağlamak için topraklarını YPG’nin işgalinden kurtaracak.''
DEAŞ’la mücadele konusunda, “sivil bir platformun” olacağını belirten Fidan, “DEAŞ’la mücadele konusunda ortak iş birliği geliştirme modeliyle ilgili bir adım atma planımız var. Bu konuda ön mütabakatı sağlamış durumdayız. Şimdi ilgili arkadaşlarla bir araya gelip il toplantıyı Ürdün’de yapmayı planlıyoruz” dedi.
''CAATSA yaptırımları, müttefiklik ilişkisine yakışmayan bir tutum”
Türkiye ve yeni ABD hükümeti arasındaki ilk temaslar ile CAATSA yaptırımlarına ilişkin konuşan Fidan, “CAATSA yaptırımları, müttefiklik ilişkisine yakışmayan bir tutum” diye konuştu. Fidan, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Biliyorsunuz giden yönetimle özellikle son yoğun bir diplomasi trafiği oldu ve stratejik ortaklık mekanizması tekrar başlandı. CAATSA yaptırımları, müttefiklik ilişkisine yakışmayan bir tutum. Her şeyden önce bunun ortadan kalkması gerekiyor. İki NATO üyesi ülkesinin birbirine bu türden yaptırım uygulaması müttefiklikle bağdaşmayan bir durum. Buna ilişkin şu anda henüz çalışmalara başlamadık. Önümüzdeki günlerde bu konuda çalışmalara başlayacağız, marttan itibaren konular ağır ağır görüşülür.”
“Trump yönetiminden dünyayı çok şaşırtan çıkışlar var”
Hakan Fidan, Türkiye ve yeni ABD ilişkilerine ilişkin, “Trump yönetiminden dünyayı çok şaşırtan çıkışları var. Biz de yakından takip ediyoruz. Ticaret, teknoloji, turizm ve savunma sanayi başta olmak üzere nasıl ilerletebiliriz onu konuşacağız yeni yönetimle” dedi.
Gazze'de sağlanan ateşkes anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, ''İkinci aşamada tekrar ne yapılabilir ona bakacağız ama bizim endişemiz, Netanyahu’nun rehineleri aldıktan sonra Gazze’de tekrar savaşı başlatma yönünde bir gelişme olabilir” diye konuştu. Konuya ilişkin Fidan’ın açıklamaları şöyle:
''Netanyahu, rehineleri aldıktan sonra Gazze’de tekrar savaşı başlatabilir”
''Öncelikle ateşkes anlaşmasının uygulamasıyla ilgili olarak birinci aşama öyle veya böyle gidiyor. Bir sessizlik var ancak nadiren de olsa İsrail tarafından ölümle sonuçlanan saldırılar var. Şimdilik şartlarına riayet ediliyor gibi gözüküyor. Ancak insani yardımların geçişi, çadırların, iş makinalarının geçişinde birtakım sorunlar var. Onları şu anda aşmaya çalışıyoruz diğer bölge ülkeleriyle beraber. İkinci aşamada tekrar ne yapılabilir ona bakacağız ama bizim endişemiz, Netanyahu’nun rehineleri aldıktan sonra Gazze’de tekrar savaşı başlatma yönünde bir gelişme olabilir. Burada garantör olan ülkelerin ne türden bir tavır koyma ve yaptırım yapma durumları olabilecek mi ona bakmak lazım. Garantör ülkelerinin içinde İsrail’e ağırlık koyabilecek tek ülke ABD. Yeni yönetim bu noktaya nasıl yaklaşacak, onun görüşmeleri şu anda yapılıyor.”
Fidan'dan Trump'a tepki: ''Bu, kabul edilemez bir konu''
ABD Başkanı Donald Trump’ın “Gazze’nin boşaltılması ve ABD’nin Gazze’yi devralmasına” ilişkin açıklamalarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Hakan Fidan, “Bu, kabul edilemez bir konu” dedi. Fidan, ''Filistin meselesi tam da bu nedenden dolayı başladı. Trump’ın iki devletli çözüm odaklı bir taayyüt ortaya koyduğunu da görmüyoruz. Ama Gazze’yle ilgili bir tehcir meselesi hiçbir şekilde ne bölgenin ne bizim kabul edeceğimiz bir durum değil. Bunu düşünmek bile kötü ve abesle iştikal. Bunun, tartışmaya açılması bile yanlış'' açıklamalarında bulundu.
Fidan, ''Dünyada bir orman kanununa doğru ilerlendiğini, kimsenin diğerinin ihtiyacını düşünmeden 'yapıyorum çünkü güçlüyüm' felsefesini uygulamaya koyduğunu görüyoruz'' diye konuştu.
“Türkiye ile ilgili konularda bazı ülkelerin engellemeleri oluyor”
Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’nin ilişkisi ve Türkiye’nin aday ülke statüsünün devamı konusunda Hakan Fidan, şunları söyledi:
''Von der Leyen tekrar seçilmesi sonrasında ziyaretini yaptığındaki görüşmelerde iki tarafın da mevcut sorunları çözme konusunda bir irade içinde olduğunu gördük. Von der Leyen’in de Türkiye ile ilişkilerin ilerletilmesi konusunda bir söylemi oldu. Yüksek Temsilci Kaja Kallas da bizim misafirimiz olarak gelmişti. Yaptığımız uzun görüşmelerde orada da Türkiye ile iş birliğinin ilerletilmesi konusundaki gerekliliğin AB kurumları tarafından altının çizildiğini gördük. Türkiye ile ilgili konularda bazı ülkelerin engellemeleri oluyor ve AB’de bunu aşacak bir mekanizma yok.''