İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu: "Yeni bir kurtuluş mücadelesinden geri durmayız"

(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’a yönelik çağrıyla başlayan süreci, "milli güvenlik tehdidi" olarak değerlendirerek, "Bu hükümet kendi varlığını sürdürebilmek, Cumhurbaşkanı da bir kere daha seçilip ömür boyunca cumhurbaşkanı olabilmek için önüne koyulan her projenin kabulü için yönlendiriliyor. Yeni bir kurtuluş mücadelesi gerekiyorsa onu yapmaktan geri durmayacağız" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, NOW TV canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan için "fiziki özgürlük” tartışmaları sorulan Dervişoğlu, "Geçmiş dönemlerde de gerekli uyarıları yaptım. Abdullah Öcalan denilen cani başı için ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelsin ve DEM kürsüsünden hitap etsin’ dendiğinde, Abdullah Öcalan'ın Çankaya ilçesine bağlı Aşağı Ayrancı semtinde oturmadığını, dolayısıyla Meclis’e gelebilmesi için öncelikle serbest bırakılması gerektiğini, konuya buradan başlamanın onun affına yönelik bir adımın atılması anlamına geleceğini ifade etmiştim. Süreç bugün o noktaya taşındı. Keşke haklı çıkmasaydım" dedi.
Öcalan için İtalya’da düzenlenen bir etkinlikte konuşan DEM Partili Pervin Buldan’ın açıklamaları sorulan Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"İtalya'da yapılan bir etkinlikte İmralı ulaklarından birinin, yol yöntem ve zamanlama göstererek Öcalan’ın serbest bırakılmasına yönelik adımların atılacağını ifade etmesi, benim tarafımdan bakıldığında muteber değil. Çünkü Abdullah Öcalan'ı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde alınacak bir kararla serbest bırakabilmenin mümkün olabilmesi, DEM’in parlamentodaki grubuyla temin edilecek bir iş değil. Bu konuyla alakalı Öcalan'ın ulakları ya da ona bağlı örgüt mensuplarından ziyade Cumhurbaşkanı'nın ve onun ortaklarının konuşması lazım. Öcalan denen cani başına geleceğimizi teslim ediyoruz, buna müsaade edebilmemiz mümkün değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden de bu kararın çıkarılabilmesi, iktidarın desteği olmaksızın mümkün değil. İktidar ve bu ülkeyi yönetenler, İmralı'daki cani başıyla ve onun aracılarıyla hangi pazarlıkları yaptılarsa bunu kamuoyuna açıklamak mecburiyetindedirler."
"Erdoğan ömür boyunca Cumhurbaşkanı olabilmek için önüne konan her projenin kabulü yönünde yönlendiriliyor"
AK Parti ve MHP’nin de sürecin getireceği tehlikeleri gördüğünü söyleyen Müsavat Dervişoğlu, "Bu kadar şey görmezden gelinerek yapılmaz. O zaman bunun arkasında bir niyet bozukluğunun aranması lazım. ‘Bunu ne amaçla yapıyorlar’ın cevabını bulmamız lazım" dedi.
Dervişoğlu, bu ülkeyi 23 seneden yöneten, devletin de her türlü istihbaratına hakim olan çevrelerin, vatandaşın bildiği şeyleri bilmemesinin mümkün olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bunu neden yapıyorlar? Kimin oyununun kuklası ve piyonular, onun tespit edilmesi lazım. Bu hükümet kendi varlığını sürdürebilmek için Batı emperyalizminin önüne koyduğu projelerin ifade ediyorum ki ayakçısı durumuna düşürülmüştür. Bu zaten bir proje. Suriye'de olup bitenlerle, Irak'ta olup bitenlerle, bundan daha önceki dönemlerde yaşadığımız açılım süreçleriyle bunlar artık tartışma götürmeyecek konulardır. Türkiye bunu ilk defa da tecrübe etmiyor. Ama kime ne taahhüt verildiyse, kime hangi garanti verildiyse, kimin projesine apart olunduysa cevabı aranması gereken asıl soru budur. Bu hükümet kendi varlığını sürdürebilmek, Sayın Cumhurbaşkanı da bir kere daha seçilip ömür boyunca Cumhurbaşkanı olabilmek için önüne koyulan her projenin kabulü için yönlendiriliyor."
"Hiç kimse çıkıp, 'umut hakkı yaratacağız, fiziki özgürlük sağlayacağız' hayaline kapılmasın"
Müsavat Dervişoğlu, dün yaptığı "Hodri meydan" çıkışı kapsamında nasıl bir direnç göstereceği sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Millet mi hükümet mi diye söyledim. Benim bir strateji belirlememe gerek yok. Milletin kabullenemeyeceği bir şeyi millete dayatırsanız onun bedelini ödersiniz. Hiçbir hukuki karar sonsuz değildir. Alınan her karar değiştirilebilir. İmralı'daki cani başı görülüyor ve anlaşılıyor hatta bu ülkeyi yönetenler tarafından itiraf ediliyor ki, hala önder vasfını muhafaza ediyor. Demekki örgütünü de yönetmeye devam ediyor. Almış olduğu ağırlaştırılmış müebbet hapisten sonra işlemiş olduğu bütün suçlar da kendisini bundan sonra bağlayacaktır. Dolayısıyla hiç kimse çıkıp, 'umut hakkı yaratacağız, fiziki özgürlük sağlayacağız' hayaline kapılmasın. Bu işler o kadar kolay değil. Bu millet onların zannettiği kadar boş bir millet değildir. Tarih zaten bunu kaydetmiştir. Açıkça söylüyorum, bir cihan harbinden çıkılmıştır. O cihan harbinin sonuçlarını bütün dünya kabul etmiştir. Ama büyük Türk milleti kabul etmeyerek bir kurtuluş mücadelesi vermiştir. Yeni bir kurtuluş mücadelesi gerekiyorsa onu yapmaktan geri durmayacağımızın bilinmesini istiyorum."