Saadet Partisi Antalya Milletvekili Kılıç'tan zirai don açıklaması: "Felaketten etkilenen illerimiz ivedilikle afet bölgesi ilan edilmeli"

(ANKARA) - Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, zirai donun çiftçileri olumsuz etkilediğini belirterek, "Zararın telafisi için; felaketten etkilenen illerimiz ivedilikle afet bölgesi ilan edilmeli, gerekli zarar tespit ve telafi çalışmaları gecikmeksizin yapılmalıdır" dedi.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlediği basın toplantısında, zirai don felaketini, Gazze’deki soykırımı, iklim kanunu teklifiyle ilgili endişeleri ve dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye genelinde geçen hafta yaşanan zirai don olayından, birçok üreticinin mağdur olduğunu, meyve ve sebze üretiminde büyük zarar meydana geldiğini belirten Kılıç, şu ifadeleri kullandı:
"Zirai don, ekili ve dikili tarım alanlarında etkili olmuş, sebze ve meyvelerin neredeyse tamamı olumsuz etkilenmiştir. Bu felaket, sadece bölgedeki üreticilerimiz için değil, ülke ekonomisi açısından da ciddi kayıplara sebep olacaktır. Zararın telafisi için, felaketten etkilenen illerimiz ivedilikle afet bölgesi ilan edilmeli, gerekli zarar tespit ve telafi çalışmaları gecikmeksizin yapılmalıdır. Zira, birçok ilimizde tarımsal üretim sezonu neredeyse başlamadan bitmiştir. Bunun manası şudur, gerekli tedbirler alınmazsa, zararlar telafi edilmezse halihazırda yüksek olan gıda enflasyonu ne yazık ki daha da yükselecektir. Tarım ve Orman Bakanlığımız derhal ilave destekler açıklamalıdır. Zarar gördüğü tespit edilen üreticilerimize şartlarına bakılmaksızın destek sağlanmalıdır."
"İsrail’e akan petrolün vanasını kapatsaydınız da Trump sizi övecek miydi? "
Şerafettin Kılıç, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını "soykırım” olarak niteleyerek, 7 Ekim 2023’ten bu yana binlerce kadın ve çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi. Kılıç, "Çocukların çığlıkları, annelerin feryadı arşı-alayı titretirken İsrail’e mal satanlar, petrol akıtanlar var. Yazıklar olsun! Amerika İsrail’in en büyük suç ortağıdır. Gazze’yi bir inşaat sahasından ibaret gören Trump ile dostluk kuranlar var. Yazıklar olsun. Trump’un övgüsü ile övünecek kadar yolu şaşıranlar var. Yazıklar olsun. Acaba Trump sizi neden övdü? İsrail’le ticareti gerçekten kesmiş olsaydınız da sizi över miydi? İsrail’e akan petrolün vanasını kapatsaydınız da Trump sizi övecek miydi? Gazze için gerekeni yapmış olsaydınız, İsrail’in suç ortağı tarafından övülecek miydiniz? Hayır! Siz gerçekten mazlumun yanında olmuş olsaydınız zalimler sizi asla övmezdi" diye konuştu.
"Adeta yangından mal kaçırır gibi, kanun teklifi meclise getirilmiş ve meclisten geçirilmeye çalışılıyor"
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen İklim Kanunu teklifine ilişkin de konuşan Kılıç, teklifin, Türkiye’nin üretim özgürlüğünü kısıtlayacağını belirtti. Kılıç, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin üretim özgürlüğünü kısıtlayacak bu düzenlemeyi kabul etmeyin, bu kanun teklifini derhal geri çekin. İklim Kanunu, içerik bakımından iklimden çok sermaye ve sömürü ile ilişkilidir. Tarım ve hayvancılığı doğrudan etkileyecek bir kanun teklifidir ancak, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda konuşulmadan genel kurula getirilmiştir. Konudan etkilenecek paydaşların görüşü alınmamıştır, çiftçiler, üreticiler ve sivil toplum kuruluşları sürece dahil edilmemiştir. Kamuoyunun bunca tepkisine rağmen, bu kanunu meclise getirenler, konu ile ilgili en ufak bir açıklama yapmamıştır. Neresinden bakarsanız bakın, problemli bir süreç yürütülmüştür. Adeta yangından mal kaçırır gibi, kanun teklifi meclise getirilmiş ve meclisten geçirilmeye çalışılıyor."
"Bizim Kıbrıs konusunda taviz verme lüksümüz olmadığı gibi, buna hakkımız da yoktur"
Türk Devletleri Teşkilatı’nın Avrupa Birliği ile imzaladığı anlaşmaya değinen Kılıç, şöyle konuştu:
"Türk devletleri, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan, Avrupa Birliği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımadığını, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu ilan eden bir anlaşma imzaladılar. Bu devletler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni meşru hükümet olarak tanıyıp orada elçilikler açtılar. Hiç şüphesiz, bu gelişme dış politikamız açısından büyük bir kayıptır. Türk Devletleri Teşkilatı, bizim açımızdan misyonunu kaybetmiş, anlamını yitirmiştir. Zira, bizim Kıbrıs konusunda taviz verme lüksümüz olmadığı gibi, buna hakkımız da yoktur. Dışişleri bakanımız, içeride muhalefete laf yetiştirmekle uğraştığı kadar dışarıyla ilgilenseydi bu gelişme yaşanmazdı. Demek ki; güzel pozlarla, hamasetle bu işler olmuyormuş. 22 yıldır iş başında olan AK Parti iktidarı, bu kadar uzun sürede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türk devletleri dahil, tek bir ülkeye bile tanıtamamıştır."