Semih Yalçın: "Devlet Bahçeli; kimi gönüllerdeki putları kırmış, kimi fikir duvarlarını indirmiş, kimi ruh coğrafyalarındaki bentleri yıkmıştır"

(ANKARA) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, "Devlet Bahçeli; kimi gönüllerdeki putları kırmış, kimi fikir duvarlarını indirmiş, kimi ruh coğrafyalarındaki bentleri yıkmıştır. İçeride olduğu kadar dışarıda da kirli plan ve tezgâh sahiplerinin hesaplarını bozmuş, oyuncaklarını ellerinden almıştır. Çıplak vaziyette ortada kalan emperyalizmin bütün kral, vekil ve taşeronları paniğe kapılmışlardır" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, "Türk Siyasi Hayatında Paradigma Değişikliği ve Lider Devlet Bahçeli’nin Üstlendiği Tarihî İşleve" başlıklı yazılı açıklama yaptı. Yalçın'ın açıklaması özetle şöyle:
''Gerek toplumsal zaruretler, gerek bölgesel konjonktür, gerekse küresel dinamikler dolayısıyla son dönemde Türkiye’nin siyasi hayatında yeni bir dile, yeni bir tavra ve yeni bir paradigmanın teşekkülüne ihtiyaç duyulmuştur.
Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra; âdeta prangalarından kurtulmuş, zincirlerini kırmış mahkûmlar gibi şuursuzca, fütursuzca davranan küresel aktörlerin çıkar kavgaları, dünyayı eşine az rastlanır bir kaos ortamına sürüklemiştir. Mevcut girift küresel atmosferde, yeni bir dünya düzeninin şafağı sökmediği gibi; maalesef yeni bir küresel kaosun, yeni bir küresel karmaşanın zulmeti egemen olmaya başlamıştır. ABD’de yönetime gelen Trump ve ekibinin, diplomatik teamülleri, uluslararası hukuk normlarını, devletlerarası münasebet geleneklerini yok sayan tutumu da bu kaosu büsbütün körüklemiştir. Yeni Amerikan yönetimi, henüz iki aya varmadan küresel müesseselerin bütün çivilerini çıkarmış, bütün dengeleri altüst etmiştir. İnsanlığın bugüne kadar biriktirdiği evrensel değer ve ilkeleri bir tarafa bırakan yeni ABD; hoyrat, kaba, tek taraflı kâr esasına dayalı, keyfî bir politik anlayışla hareket etmeye başlamıştır. Bu yüzden yeryüzünde sükûn ve barışın, uluslararası hukukun muhafazası adına kurulan bütün müesseseler, yıkımın eşiğine gelmiştir. Kendi güvenlik tedbirlerini almadığı, iç dengelerini güçlendirmediği, kendi menfaatlerini koruyamadığı sürece; artık hiçbir devletin, hiçbir toplumun emniyette olmayacağı görülmüştür. Bu şartlar altında Türkiye’nin de kendine yeni bir yol haritası tayin etme ihtiyacı ortaya çıkmış; ancak basmakalıp politik duruş ve söylemlerle, kağşamış motto ve sloganlarla siyaset etmenin artık işe yaramayacağı da anlaşılmıştır. CHP başta olmak üzere, uluslararası atmosferdeki belirsizliklerle dengesiz ve güç gösterisine dayalı yeni düzen arayışlarından yararlanan dâhilî aktörlerin sosyal barışı zehirlediği bir iklimde, Türk siyasetinin oksijene ihtiyacı giderek artmıştır.
"Terörün olmadığı, kardeşlik ve huzurun hükümran olduğu bir barış ikliminin tesisidir"
Siyasette temiz havanın teneffüsü için, politik ve diplomatik literatürün, yeni dönemin dinamikleri muvacehesinde şekillenmesi icap etmiştir. Şükür ki Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli; milletimizin badireli dönemlerinde vaktiyle eski bilge liderlerin yaptığı gibi, bu zorlu ve belirsizliklerle dolu dönemde yolbaşçı sıfatıyla önümüze düşüp yolumuzu aydınlatmıştır. Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’yi Ergenekon’dan çıkaran bozkurt misali, milletimize rehberlik etmeye başlamıştır. Sayın Devlet Bahçeli; Türkiye’nin hem iç dengelerini tanzim edip sağlam bir zemine oturtması, hem de bölgesel ve küresel dinamikler doğrultusunda kendi güvenliğini kâmilen sağlayabilmesi için harekete geçmiştir. Öncelikle Türkiye’de toplumsal yapıyı meydana getiren temel unsurları bin yıllık kardeşliğin yeniden ihyası için dayanışmaya davet etmiştir. Ardından, kırk yıldır Türkiye’ye ayak bağı olan terör örgütü PKK’ya ve onun siyasi acentesine yürekli bir çağrıda bulunarak silahların bırakılmasını ve örgütün de kendisini feshetmesini istemiştir. Amaç, dışarıdan gelebilecek tehdide karşı içeride birlik ve bütünlüğü güçlendirmektir. Terörün olmadığı, kardeşlik ve huzurun hükümran olduğu bir barış ikliminin tesisidir.
"Cumhur İttifakı'nın kararlı tutumu, Türkiye’nin kaptansız olmadığını göstermiştir"
Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine daha iyi odaklanmaktır. Diplomasisi, demokrasisi, ordusu, savunma sanayii ve sosyal dinamizmi sayesinde bölgesinde caydırıcı, bükücü bir güce dönüşen Türkiye’yi küresel aktör haline getirme çabalarına enerji sağlamaktır. Şüphe yok ki lider Devlet Bahçeli; sorumlu ve yapıcı siyaset anlayışıyla sadece devlet aklını değil, kamu vicdanını da temsil etmektedir. Bu manada liderimizin tavrı; milletimizin varoluş refleksinin, bir arada yaşama iradesinin siyasi tezahürüdür. Sayın Devlet Bahçeli’nin, yaklaşan küresel tehlikeyi önceden görerek attığı isabetli adımlar, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da hararetle desteklenmiştir. Millî iradeyi temsil eden Cumhur İttifakı'nın kararlı tutumu, Türkiye’nin kaptansız olmadığını göstermiştir. Sayın Genel Başkanımızın çağrısı makes bulmuş ve terör örgütü, İmralı’dan gelen yeni bir çağrıyla bütün kollarını tasfiyeye ve silahlı mücadeleyi sona erdirmeye davet edilmiştir. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin çağrısı, bir siyasi proje değildir. Uzun vadeli bir iktidar hesabı veya seçim yatırımı da değildir. Bin yıllık kardeşlik hukukuna yaslanarak yeni bir siyasi ve diplomatik gelenek tesis etme çabasıdır. Bu geleneğin başlangıç noktası Terörsüz Türkiye’dir. Zira pekiyi bilinmektedir ki yuvasını yıkmadıkça yılanın kökü kesilmez. Terörist üreten bir örgüt, bütün gövdesiyle ve bütün kollarıyla ortadan kalkmadıkça terör de bitmez. Tıpkı Cumhuriyet’i kuran iradenin geniş halk tabanına ve millî mutabakata dayandığı gibi Sayın Devlet Bahçeli’nin girişimleri de millete, millet iradesine yaslanmıştır.
"Bölgesel ve küresel ölçekte ABD ve İsrail'in çirkin yüzü ortaya çıkmıştır"
Devlet Bahçeli; kimi gönüllerdeki putları kırmış, kimi fikir duvarlarını indirmiş, kimi ruh coğrafyalarındaki bentleri yıkmıştır. İçeride olduğu kadar dışarıda da kirli plan ve tezgâh sahiplerinin hesaplarını bozmuş, oyuncaklarını ellerinden almıştır. Bu arada bölücü terör örgütünün varlığından kimin yarar ve çıkar sağladığı, arkasında hangi aktörlerin durduğu ayan beyan anlaşılmıştır. Çıplak vaziyette ortada kalan emperyalizmin bütün kral, vekil ve taşeronları paniğe kapılmışlardır. Bölgesel ve küresel ölçekte ABD ve İsrail'in çirkin yüzü ortaya çıkmıştır. Özellikle YPG/PKK sever İsrail, sudan çıkmış sıçana dönmüştür. İçerideyse söyleyecek sözü, dağarcığında kozu, ocağında közü olmayan kimi çevreler; sadece kuru gürültü çıkarmaya başlamışlardır. Türkiye'de de, bölgede ve dünyada da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını görememişlerdir. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin girişimiyle değişen paradigma, zorunlu bir siyasi ve diplomatik dönüşümün işaret fişeği olmuştur. Varlığını ve hayatını Türk milletinin saadet ve selametine, birlik ve bütünlüğümüze, devletimizin bekasına adayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu ülkü uğrunda durup dinlenmeden gayret göstermeye devam etmektedir."