Sinop’ta, proje okullarında yapılan öğretmen atamalarındaki uygulamalara tepki

Sinop’ta, proje okullarında yapılan öğretmen atamalarındaki uygulamalara tepki

Haber: Mustafa USTA

(SİNOP) - Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Sinop Şubeleri, yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, proje okullarında yapılan öğretmen atamalarındaki uygulamalara tepki gösterdi.

Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarının açıklanmasıyla kamuoyunda "proje okulları" olarak bilinen 30'dan fazla okulda görev yapan 20 binden fazla öğretmenin "norm kadro" gerekçesiyle görev yerlerinin değiştirilmesine yönelik tepkiler kapsamında Sinop'ta da basın açıklaması yapıldı.

Sinop Fen Lisesi'nin önünde yapılan ortak basın açıklamasına, sendika temsilcileri ve sendika üyesi eğitimciler katıldı. Açıklamaya, lise öğrencileri ve velileri de destek verdi. Burada konuşan Eğitim-Sen Sinop Şube Başkanı Musa Uzun, şunları söyledi:

"Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçları açıklanmıştır. 2025 yılı atamaları, tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi yine şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirilmiştir. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç, somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta, tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir. Bakanlık, herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır."

"Bu ret, sadece sözde değil uygulamada da kendisini göstermektedir"


Eğitim-İş Sendikası Sinop Şube Başkanı Celal Şahbenderoğlu da şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesi, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli biçimde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Bu anlayış, özellikle son 20 yıldır sistemli bir biçimde tasfiye edilmektedir. Bugün geldiğimiz noktada, kamusal eğitim ideali yerle bir edilmiş, Millî Eğitim Bakanlığı anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevini açıkça reddeder hale gelmiştir. Bu ret, sadece sözde değil, uygulamada da kendisini göstermektedir. Bunun en somut örneği ise 'proje okulları' adı altında sürdürülen politikadır. 2014 yılında, dönemin Bakanı Nabi Avcı tarafından 44 okulda başlatılan ve başlangıçta 'ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar' şeklinde sunulan bu model, bugün itibarıyla 2 bin 318 okula ulaşmış, kapsamı büyütülmüş ancak içeriği boşaltılmıştır. Proje okulları adı altında yapılan şey, açıkça eşitsizliğin kurumsallaştırılması, öğretmenin hukuki güvencelerinin yok edilmesi, eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edilmesidir."