Zafer Partili Aslan: "İklim kriziyle mücadeleyi Karadeniz’in sularını HES’lere boğduran bu iktidardan mı dinleyeceğiz?"

Zafer Partili Aslan: "İklim kriziyle mücadeleyi Karadeniz’in sularını HES’lere boğduran bu iktidardan mı dinleyeceğiz?"

(ANKARA)- Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren İklim Değişikliği Kanun Teklifi’ni “karbon piyasası yasası” olarak nitelendirerek "İklim kriziyle mücadeleyi dünyanın sayılı akciğerlerinden Kaz Dağları’nı yabancı şirketler altın bulabilsin diye talan ettiren, Karadeniz’in yaylalarını Yeşil Yol ile talana açıp sularını da HES’lere boğduran bu iktidardan mı dinleyeceğiz" dedi.

Zafer Partisi Çevre, Şehir ve Kültür Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, AK Parti’nin ilk 4 maddesi geçen hafta kabul edilen TBMM Genel Kurulu gündemindeki İklim Kanunu Teklifi’ne ilişkin basın toplantısı düzenledi. Aslan, "Milliyetçiliğin tek adresi olan Zafer Partisi, küresel sorunlara karşı küresel bir mücadele verilmesi gerektiği fikrine elbette destek vermektedir. Ancak kanun teklifi yandaş medyanın bize sunduğu gibi tarihi, şahane kusursuz bir teklif değildir. Zafer Partisi olarak ilk günden bu yana ifade ettiğimiz gibi, bu yasa iklim değişikliği yasası değil karbon piyasası yasasıdır. Oysa bizlerin talebi, rant odaklı değil doğa ve çevre odaklı bir iklim yasasıdır" dedi.

"Vahşi madenciliğin karşısında dahi durulmuyor"

"Teklifte iklim değişikliği, şiddetli hava ve iklim olaylarının olumsuz etkilerinden en az şekilde etkilenmek için yapılması gerekenler de dâhil olmak üzere pek çok konu ayrıntılı şekilde yer almıyor. Vahşi madenciliğin karşısında dahi durulmuyor" diyen Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İklim değişikliği ile gerçekten mücadele edilmek isteniyorsa önce vahşi madencilikle mücadele edilmedir. Söz konusu teklif bağlayıcılığı zayıf, fosil yakıtlardan çıkış konusunda kararlı olmayan ve uygulama mekanizmaları net olmayan bir teklif olarak kalmıştır. Kanun teklifinin özellikle AB ile uyum, denetim mekanizmaları ve sektörler üzerindeki etkiler konusunda detaylandırılması gereken pek çok noktası bulunmaktadır.

"İklim krizi ile mücadeleyi iktidardan mı öğreneceğiz"

Bu kanun teklifi ile var olanın ötesine geçilemez. İklim krizi ile mücadeleyi, Ordu’da tüm mücadelelere rağmen fındık bahçelerini yıkıp geçip, dağların ortasına siyanürlü yıkama havuzları kurduran, dünyanın sayılı akciğerlerinden Kaz Dağları’nı yabancı şirketler altın bulabilsin diye talan ettiren, Karadeniz’in yaylalarını Yeşil Yol ile talana açıp sularını da HES’lere boğduran, derin deşarj ile Marmara kirletilirken sessiz kalan, Ergene Havzası için acil eylem planını hayata geçirmekten imtina eden bu iktidardan mı dinleyeceğiz? İklim krizini talancı iktidardan mı dinleyeceğiz? Türkiye’nin öncelikli olarak toprağımızı, havamızı, suyumuzu zehirleyen ve bunu ekonomik gerekçelerle haklı kılanlara, doğayı rant ve talan alanı olarak görenlere ‘dur’ demesi gerekmektedir."