ABD, Suudi Arabistan ile nükleer teknoloji transferi görüşmelerini yeniden başlattı

(ANKARA) - Beyaz Saray, Suudi Arabistan’a ABD nükleer teknolojisine erişim ve uranyum zenginleştirme olanağı tanıyabilecek bir anlaşma için görüşmelere başladı. Suudi yetkililerle yapılan görüşmeler, ABD ve İran arasında da İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yürütüldüğü bir süreçte gerçekleşiyor.
ABD Enerji Bakanı Chris Wright, Suudi Arabistan’a ticari bir nükleer enerji endüstrisi geliştirme ve potansiyel olarak uranyum zenginleştirme hakkı tanıyacak bir anlaşmanın mümkün olduğunu söyledi. Anlaşma, Suudi Arabistan’ın “ticari bir nükleer enerji endüstrisi” geliştirmesine olanak tanıyacak. Wright, Riyad’da gazetecilere verdiği demeçte, ‘bu yıl içinde önemli gelişmeler’ beklediğini belirtti.
Wright, “Henüz anlaşmanın detaylarını netleştirmedik ama bunu başarmak için bir yol olduğu açıkça görülüyor. Mesele hassas teknolojilerin kontrolü. Bu, Suudi Arabistan’da zenginleştirme içeren çözümleri kapsayabilir mi? Evet" ifadesini kullandı.
İsrail'le normalleşme şart mı?
Görüşmelerin, Suudi Arabistan’ın İsrail’le diplomatik ilişkileri normalleştirmesi şartına bağlı olup olmadığı sorulduğunda ise Wright, yalnızca “ilişkiler her zaman bir bütün paket olarak değerlendirilir” yanıtını verdi ve iki ülke arasında birçok potansiyel iş birliği alanı olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan, ABD’den nükleer enerji programı geliştirmesi için uzun zamandır destek istiyordu; Suudi yetkililer enerji üretiminde petrolden öteye geçmeyi ve ekonomiyi çeşitlendirmeyi hedefliyor. Ancak nükleer teknolojiler konusunda ortaklık görüşmeleri, Riyad yönetiminin nükleer silah geliştirmemeyi veya başka ülkelere bu konuda yardımcı olmamayı taahhüt eden şartlara karşı çıkması nedeniyle tıkanmıştı.
Önemli anlaşmazlık noktalarından biri, Suudi Arabistan’ın uranyumu ithal mi edeceği yoksa kendi topraklarında mı zenginleştireceği olarak görülüyor. Yerli zenginleştirme teorik olarak nükleer silah üretiminde kullanılabilecek uranyum elde etmeyi mümkün kılabilir.
ABD Kongresi anlaşmaya engel olabilir
Nükleer teknoloji anlaşmasına ilişkin Biden yönetimi döneminde ivme kazanan görüşmelerde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, İsrail’le diplomatik ilişki kurmayı, nükleer reaktör inşası ve ABD’den güvenlik garantileri gibi tavizler önermişti. Ancak daha sonra bu görüşmeler, Gazze’de 2023 yılında patlak veren savaş nedeniyle sekteye uğradı.
Suudi yetkililerin Çin ve Rusya da dahil başka ülkelerden nükleer teknoloji temin etme seçeneklerini değerlendiriyor olması üzerine Wright, “Ortak olarak ABD’nin seçilmesi kritik öneme sahip. Bunun sorgulanır hale gelmesi, son yıllarda ABD ile Suudi Arabistan arasındaki verimsiz ilişkilerin bir göstergesi olabilir” dedi.
ABD, nükleer program iş birliklerinde yüksek düzeyde nükleer silahların yayılmasını önleme şartı arıyor. Ayrıca anlaşma, Kongre’nin onayına tabi; Kongre anlaşmayı engelleyebilir. Geçmişte birçok Kongre üyesi, bu anlaşmaya karşı çıkarken bunlardan biri de şu anki Dışişleri Bakanı Marco Rubio olmuştu.
Suudi Arabistan, İran nükleer silah geliştirirse aynısını yapacaklarını söylüyor
Anlaşmayı eleştirenler, bunun çok büyük bir risk taşıdığını ifade ediyor. Bin Selman daha önce İran nükleer silah geliştirirse Suudi Arabistan’ın da bunu yapacağını dile getirmişti.
Veliaht Prens aynı zamanda Suudi Arabistan’a kendi uranyumunu zenginleştirme hakkı tanıyacak bir anlaşma için de bastırıyor. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve hükümetler arası Nükleer Enerji Ajansı’nın hazırladığı bir rapora göre, şimdiye kadar yapılan aramalarda Suudi Arabistan’ın büyük uranyum yatakları bulunmuyor.
Beyaz Saray, Riyad ile bu görüşmeleri yürütürken bir yandan da Tahran’ın nükleer programını sınırlamak amacıyla İran ile nükleer müzakereleri yeniden başlattı. ABD Başkanı Trump ilk başkanlık döneminde İran’ın nükleer programına ilişkin 2015 yılında imzalanan çok taraflı anlaşmadan ABD’yi geri çekmişti.