Çeşme'de Nitelikli Tarımsal Üretimin Önemi ve Sonuçları Çalıştayı... Lal Denizli: Her alanda değil doğru alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz

Çeşme'de Nitelikli Tarımsal Üretimin Önemi ve Sonuçları Çalıştayı... Lal Denizli: Her alanda değil doğru alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz

(İZMİR)- Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Borsası ve BORSAV işbirliğiyle düzenlenen “Çeşme’de Nitelikli Tarımsal Üretimin Önemi ve Sonuçları Çalıştayı” başladı. Çalıştayın açılışında konuşan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Her alanda değil, doğru alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz” derken; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, havza bazlı üretime dikkat çekti.

Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Borsası ve BORSAV işbirliğiyle düzenlenen “Çeşme’de Nitelikli Tarımsal Üretimin Önemi ve Sonuçları Çalıştayı” başladı.

İki gün sürecek çalıştayın açılışına Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyesi İsmail Emin Kentli ve Çeşme İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Keçeci katıldı.

Tugay: “Tarım konusunda havza bazlı bakıp havzalara özgü tarımsal üretim yapılmalı”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, havza bazlı üretim yapılması gerektiğini ifade ederek, ‘Tarımda nereye geldik ve nereye gideceğiz” sorularının önemine dikkat çekti. Tugay, şunları söyledi:

“Çeşme’den bahsediyoruz ama Çeşme’yi yarımadadan ayırmak mümkün değil. Yarımadanın önemli bir kısmı turizm ve tarihi alanlar olan bu bölgede tarıma nasıl bir bakış açısı geliştirebiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Ona göre bir gelecek vizyonu oluşturmamız gerekiyor. Bugüne kadar çok şey konuşulup yapıldı. Bugün geçmişe oranla nasıl bir noktadayız ve bundan 5-10 yıl sonra burada tarım ve tarımla bağlantılı olan şeyler hangi noktaya gelecek. Bu sorular, sadece Çeşme değil, İzmir, Türkiye ve dünya için sorulması gereken sorular. İzmir, limanıyla beraber ticaret kenti olarak kurulmuş. Ticaret kenti olma kimliğiyle beraber uluslararası merkeze dönüşmüş bir kent. O nedenle uzun süre Akdeniz’in en önemli ticaret merkezlerinden biri olmuş. Farklı kültürden birçok insanın yaşamasıyla birlikte çok zengin sosyal yaşamın olduğu bir kent. Bir bunların bir kısmını tutmuşuz ve bir kısmını da kaybetmişiz. Bugün İzmir, hayvansal üretimde 2., bitkisel üretimde ise 3.sırada. Bu da İzmir’in bir tarım kenti olduğu anlamına geliyor. Tarım konusunda havza bazlı bakıp havzalara özgü tarımsal üretim yapılmalı diye düşünüyorum. Bir şehir ürettikleriyle kendisine yetmeli. İzmir’in de geleceğine bu vizyonla bakmalı.”

“Bugün dünya iklim krizi ve kimyasal atıkların toprakları kirletmesiyle iki sorun yaşıyor”

İklim krizi ve kuraklık sorununa da dikkat çeken Başkan Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“İçimizdeki çağın ciddi sıkıntılar var. Bahis konusu olarak herkes farkında ama anlamının derinliği olarak yeterli bilinç ve durula sahip olunmadığını düşünüyorum. Bugün dünya iklim krizi ve aynı zamanda kimyasal atıkların toprakları kirletmesiyle iki sorun yaşıyor. İklim krizi, kuraklık ve ekosistemin bozulması. Yaşadığımız ortamın canlı yapısı değişiyor. Bunu adım adım yaşıyoruz. Daha önce bu bölgede görülmeyen sivrisinekler var. Ege Denizi’nde daha önce görülmeyen balık türleri geldi. Denizlerin de ekosistemi bozuluyor. Bunlar, iklim krizi, sıcaklık ve kuraklığın neden olduğu sonuçlar. Ama biz de günlük hayatımızda atıklarla toksit kimyasal kirlilik yaratıyoruz. Bu da toprağı kirletiyor. Bu iki konu, tarımın verimliliğini önemi ölçüde azalmış durumda. Biz bunlarla ilgili bilinç geliştirmezsek önümüzdeki yıllarda tarımı da doğru yönetemeyiz.”

“Kentlilerin organik atıklarını, toprağın organik içeriğini zenginleştirecek şekilde kullanmalıyız”

Topraktaki organik içeriğin azalması tehlikesine de değinen Tugay, evsel atıkların toprak için dönüştürülmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Bilinçli tarım bugün yapmamız gereken en önemli şeylerden biri. Toprağın organik içeriğiyle ilgili tüm ülkede ciddi bir sorun var. Her tarımsal ürün, toprağın organik içeriğini biraz tüketirken onu yerine koymayla ilgili elle tutulur bir uygulama yok. Bildiğim kadarıyla toprağın organik içeriği yüzde 3 olmalı ancak şu an İzmir’de yüzde 1’lere düşmüş durumda. Çiftçilikle, tarımla uğraşan herkesin bilinçli olması gerekiyor. Bununla ilgili öncelikle doğru tanım tekniklerini kullanmak, doğru ürün deseni ve dikim yöntemlerini belirlemek gerekiyor. Diğer taraftan da kentlilerin organik atıklarını, toprağın organik içeriğini zenginleştirecek şekilde kullanmak bana göre doğru iki adım.”

“Önemli olan kentin neye ihtiyacı olduğunu bilerek o yönde çalışmalar yapmak”

Büyükşehir olarak tarımın gelişmesi ve kırsal kalkınma için çalışmalar yürüttüklerini belirten Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak İzmir’deki tarıma, üretimin korunması artırılması, suyun doğru kullanıldığı, tarım teknolojilerinin kullanıldığı… Bildiğimiz anlamda çiftçilik her geçen gün terk ediliyor. Çünkü zorlu şartlarda yapılıyor ve karlı diyeceğimiz bir iş değil. Özellikle gençlerin kırsal alanları terk etmesinin önemli nedenlerinden biri de sosyal yaşamın olmaması. Biz kırsalda sosyal yaşamı güçlendirmek, altyapıyı kuvvetlendirmek ve beraberinde sosyokültürel seviyeyi de artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Önemli olan kentin neye ihtiyacı olduğunu bilerek o yönde çalışmalar yapmak. Bunların farkında olmak gerekiyor. Bugün hepimiz sağlıklı gıdayı talep ediyoruz. Bununla ilgili şartların oluşmadığını görüyoruz. Ama bunu sadece fark etmek yetmez, iyi yönetmek lazım. İhtiyacımız olan gıdayı belirlemek, onu üretecek üreticilerle ön anlaşmalar yapmak, gıda güvenliğini sağlayacak şartların oluşmasını talep etmek, başında dikim yapılırken o ürünü alacağınızı ve kaça alacağınızı garanti etmek yapılması gereken şeyler. Bizim üzerine kafa yorarak vardığımız sonuç şu ki havza bazlı düşünmek gerekiyor. O nedenle Çeşme’yi de yarımada bazında ele olmalıyız. Geleceğe böyle yürümezsek bir süre sonra topraklarımızın üretemez hale geldiğini, iklim şartlarımızın dayanılmaz hale geldiğini göreceğiz.”

Denizli: “Tarım teknolojileriyle uyumlu tarım modellerinin geliştirilmesi gerekiyor”

Tarımsal üretimde teknolojik adaptasyon ve toprakla uyumlu ürün vurgusu yapan Çeşme Belediye Başkanı Denizli, şunları söyledi:

“Bugün her birimizin sürekli dilinde olan ama biraz yol göstericiliğine ihtiyacımız olan bir konuyu tartışmak, çıktılarını günümüze adapte etmek üzere buluştuk. Türkiye’de tarım 50 yaşın üzerinde. Bu da artık yok olmaya yüz tutmuş bir meslek olduğunun göstergesi. Çünkü genç nesil, tarım emekçiliğine büyüklerimiz kadar önem göstermiyor. Bu da biraz ülkemizdeki tarım işçiliğinin yeni nesil teknolojilere entegre olmamasından dolayı olduğunu düşünüyorum. Çeşme’de tarım odaklı olarak hangi yönden kalkınabileceğimiz üzerine çalışıyoruz. Tarım alanlarımız var. Bizim de işlettiğimiz tarım alanlarımız var. Mesela susuz tarımın mihenk taşlarından susam hasadını yaptık. Bu ürünlerin artırılıp hem iklim değişikliğiyle hem yeni tarım teknolojileriyle uyumlu tarım modellerinin geliştirilmesi gerekiyor.

“Her alanda değil, doğru alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz”

Sürdürülebilir tarım… Her türlü tarımsal atığın dönüştürülmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Tarım alanlarını işletirken ürünleri doğru seçmeye çalışıyoruz. Her alanda değil, doğru alanda faaliyet göstermeye çalışıyoruz. Tarım öyle bir alan ki geçmişten geleceğe gelen bilgiler ağı var. Toplumumuzda yanlış bildiğimiz doğrular ve doğru bildiğimiz yanlışlar var. O nedenle çalıştayın çıktıları bize rehber olsun arzusundayız.”

Keçeci: “Artık Çeşme’de yanan yerlere sakız ağacı dikiliyor”

İlçede yetiştirilen ürünlere ilişkin bilgi veren Çeşme İlçe Tarım ve Orman Müdürü Keçeci, orman yangınlarının olduğu alanlara sakız ağacı dikileceğini belirterek şunları kaydetti:

“İlçemizde bakanlığa kayıtlı bin 600 civarı çiftçimiz kayıtlı. En çok yetiştirilen ürün zeytin. Yaklaşık 7 dekar zeytin ve 200 bin civarı zeytin ağacımız var. Sakız ağaçlarımız, enginarımız da tarımsal çeşitliliğimize renk katıyor. Ayrıca tıbbi aromatik bitkiler noktasında da çeşitli bir ilçe ilçemiz. 4 bin civarında Çeşme’ye özgü sakız koyunumuz var. Bunların geleceğe aktarılması konusunda bakanlık olarak çalışmalarımız olacak. İlçemiz su ürünleri konusunda da iddialı. Yaklaşık 90 bin ton avcılık yapıyoruz ve 14 bin ton kültür balıkçılığı yapıyoruz. Bunları da Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz. Agro turizme yönelmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bugün 30 bin dikili, 50 bin de dikilmeye hazır sakız ağacımız var. Artık Çeşme’de yanan yerlere sakız ağacı dikiliyor. Çeşme Deliklikoy’da yanan yerlere 2 bin 400 sakız ağacı dikildi. Biz coğrafi işarete başvurarak olurunu da aldık.”

Kentli: “Bu güç birliğiyle Çeşme’yi, Çeşme tarımını ve gastronomisini önemli bir yere taşıyacağız”

Çeşme’nin ürün çeşitliliği noktasında gastronomik bir bölge olduğunu belirten İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyesi Kentli, şu ifadeleri kullandı:

“Bu çalışma, bölgesel kalkınma açısından büyük önem taşıyor. Urla, Karaburun, Çeşme, Seferihisar ve Güzelbahçe ilçelerini kapsaya yarımada kaliteli yaşamını merkezi haline gelmiştir. O nedenle çalıştayımız her ne kadar ilçe odaklı olsa da çalışmalarımız yarımadayı kalkındıracak. Kentsel büyüme tarım alanlarını daralttı. İlçemizin tarım alanları sınırlı olsa da toprak yapısı ve iklim özellikleri, Çeşme’de yetişen ürünlere kendine has bir aroma kazandırıyor. Ürünlerimiz, yerel halkın geçim kaynağı olmakla birlikte bölgenin gastronomi ve kültürel kimliğini şekillendiriyor. Sektörün gelişmesi ve kalkınması adına imkânlarımız ölçüsünde her türlü projeyi destekliyor ve yürütüyoruz. İnanıyorum ki yakaladığımız bu güç birliğiyle Çeşme’yi, Çeşme tarımını ve gastronomisini önemli bir yere taşıyacağız.”