Eğitim Sen Başkanı Irmak: "Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalı, kesintisiz çalışma saatleri azaltılmalıdır"

Eğitim Sen Başkanı Irmak: "Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalı, kesintisiz çalışma saatleri azaltılmalıdır"

(ANKARA) - Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, okul öncesi öğretmenlerinin sorunlarına dikkat çekmek ve taleplerini kamuoyuyla paylaşmak için imza kampanyası başlattıklarını belirterek "Okul öncesi eğitimin zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi sağlanmalı, kamusal eğitim politikaları güçlendirilmelidir. Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalıdır. Kesintisiz çalışma saatleri azaltılmalıdır. Sınıf mevcutları en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenlenmelidir" dedi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, sendikanın genel merkezinde okul öncesi öğretmenlerinin sorunlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Okul öncesi eğitiminin herkes için erişilebilir ve nitelikli hale getirilmesinin hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıdığına dikkat çeken Irmak, bu alanda çalışan öğretmenlerin ağır çalışma koşulları ve yapısal eksiklikler nedeniyle yıllardır büyük zorluklar yaşadığını ve taleplerinin görmezden gelindiğini söyledi. Irmak, Eğitim Sen olarak okul öncesi öğretmenlerinin karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkati çekmek ve taleplerini kamuoyuyla paylaşmak amacıyla bir imza kampanyası başlattıklarını bildirdi.

"Uzman yardımcı personel eksikliği, öğretmenlerin iş yükünü artırmaktadır"

Kemal Irmak, sendika olarak yaptıkları saha çalışmalarını ve bu alanda çalışan eğitim emekçileri arasında yaptıkları anketlerin okul öncesi eğitimindeki temel sorunlarını ortaya koyduğunu belirterek şunları dile getirdi:

"Okul öncesi öğretmenlerinin mola hakkı yoktur ve 6 ders saati boyunca kesintisiz çalışmaları beklenmektedir. Bu durum, mesleki verimliliği ve öğretmenlerin fiziksel-psikolojik sağlığını olumsuz etkilemektedir. Okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı giderek artmakta, sınıflar kalabalıklaşmaktadır. Anketimize katılan öğretmenlerin yüzde 93’ü, 20’yi aşan sınıf mevcutlarının ders verimliliğini olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Uzman yardımcı personel eksikliği, öğretmenlerin iş yükünü artırmaktadır. Katılımcı öğretmenlerin yüzde 59’u sınıflarında yardımcı personel bulunmadığını ifade etmiştir. Okul öncesi eğitim ortamları, fiziki koşullar ve materyal açısından yetersizdir. Bu durum, öğrencilerin gelişimlerini doğrudan etkilemektedir. Fiziksel olarak yeterli alanın bulunmaması, öğretmenlerin çocuklarla birebir ilgilenmesini zorlaştırmakta, eğitimin niteliğini düşürmektedir. Ayrıca, okul öncesi öğretmenleri yalnızca eğitim faaliyetleriyle değil, aynı zamanda bakım hizmetleriyle de ilgilenmek zorunda bırakılmaktadır. Anaokullarının bağımsız bütçesi yoktur. Bakanlık bütçe ayırmadığı için velilerden bağış toplanmakta, bu da öğretmenlerle velileri sık sık karşı karşıya getirmektedir."

Okul öncesi eğitimi, çocuk bakımı ile eşdeğer görülmesine ve öğretmenlerin pedagojik uzmanlıkları yeterince kabul edilmediğine dikkati çeken Irmak, bu durumun toplum nezdinde okul öncesi öğretmenlerinin emeğinin değersizleştirilmesine yol açtığını söyledi. Irmak, erken çocukluk eğitiminin bilimsel temellere dayalı pedagojik bilgi ve beceri gerektiren bir alan olup, bu alanda çalışan öğretmenlerin toplumsal statülerinin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

"Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalıdır"

Okul öncesi eğitimdeki mevcut tablonun, çocukların eğitim hakkını ve öğretmenlerin çalışma koşullarını hiçe sayan bir sistemin varlığını gözler önüne serdiğini kaydeden Irmak, okul öncesi eğitimin niteliğinin artırılması için şu önerilerde bulundu:

“Okul öncesi eğitimin zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi sağlanmalı, kamusal eğitim politikaları güçlendirilmelidir. Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalıdır. Kesintisiz çalışma saatleri azaltılmalıdır. Sınıf mevcutları en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenlenmelidir. Her sınıfta en az bir uzman yardımcı personel görevlendirilmelidir. Özel eğitim gereksinimli öğrenciler için uygun fiziki koşullar sağlanmalı ve her okulda psikolojik danışman istihdam edilmelidir. Anaokullarına bağımsız bir bütçe tahsis edilmelidir. Okul öncesi eğitim, tüm çocuklar için zorunlu ve tamamen ücretsiz hale getirilmelidir."

Okul öncesi öğretmenlerinin taleplerinin hayata geçirilmesi, sadece çocukların nitelikli bir eğitim almasını sağlamakla değil aynı zamanda öğretmenlerin sağlıklı ve insani çalışma koşullarına kavuşmasına da katkı sunacağını belirten Irmak, "Okul öncesi eğitimin ülkenin geleceğinin inşasında temel bir role sahip olduğu açıktır. Ancak, bu alanın gerçek değerini bulabilmesi için öncelikle okul öncesi öğretmenlerinin acil talepleri karşılanmalı, okul öncesi eğitimin ticarileştirilmesi ve tamamen piyasaya teslim edilmek istenmesine karşı güçlü bir kamusal politika izlenmelidir" diye konuştu.