Niğde'de bakım merkezinde çocuğun darpla öldürülmesi davası... Aylin Nazlıaka: "Buradan çıkacak karar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani"

Niğde'de bakım merkezinde çocuğun darpla öldürülmesi davası... Aylin Nazlıaka: "Buradan çıkacak karar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani"

(NİĞDE) - Niğde Engelsiz Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi'nde epilepsi hastası engelli çocuğun personelin darp etmesi sonucu hayatını kaybettiği iddialarına ilişkin açılan davanın duruşması başladı. Duruşmayı izlemeye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, "Biz bugün buradan çok sert bir karar çıkmasını bekliyoruz. Bir engelli bireyin en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgi, korunma ve güvenli bir ortam sunulmasıdır. Ancak bu sağlanamamış ve bir evladımız göz göre göre yaşam hakkını kaybetmiştir. Buradan çıkacak karar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani boyutu olan karar olmalıdır" dedi.

Niğde'de 22 Temmuz 2024'te Niğde Engelsiz Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi'nde rahatsızlanan epilepsi hastası bir engelli çocuğun kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesinin ardından, kuruluşta çalışan 26 bakım personeli açığa alınmış, hakkında adli işlem yapılan 14 personel tutuklanmıştı.

Çocuğa şiddet uyguladıkları ve ölümünde ihmali bulunduğu öne sürülen personelin yargılanmasına, Niğde 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

"Devlet burada sorumluluğunu yerine getirmemiştir"

Duruşmayı izlemeye gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Niğde Adliyesi önünde açıklamalarda bulundu. Aylin Nazlıaka, şunları söyledi:

"Şu anda Niğde'deyiz. Niğde'de Engelsiz Yaşam ve Bakım Rehabilitasyon Merkezi'nde tamamen ihmal nedeniyle göz göre göre yaşamını kaybetmiş olan çocuğumuzun karar duruşmasını izlemek için buraya geldik. Hiç şüphesiz bir çocuğun adının bir dosyada geçmesi, bir çocuğun adının bir duruşma ve dosya konusu olması asla kabul edilemez. Dolayısıyla bugün burada yargılanacak olan sadece bir çocuğun yaşamını kaybetmesi değil, aynı zamanda devlete olan güvenin de kaybıdır. Bizler eğer koruma altındaki çocuklarımız, devlet kurumlarında korunamıyorsa gençler, bebekler, yaşlılar engelliler bakıma muhtaç kişiler korunamıyorsa devlete nasıl güveneceğiz? Kaldı ki Anayasamızın 17. maddesi yaşam hakkını teminat altına alan maddedir. Yani en temel haktan bahsediyoruz. Altında imzamız olan engelli hakları, çocuk hakları sözleşmeleri de devlete birtakım sorumluluklar verir. Dolayısıyla devlet burada sorumluluğunu yerine getirmemiştir.

Aynı zamanda önemli olan bir hak ihlali yaşandıktan sonra yargılama süreci değildir. Elbette adil yargılama önemlidir, biz bugün buradan çok sert bir karar çıkmasını bekliyoruz. Önemli olan bu hak ihlallerinin yaşanmasını engellemek ve önlemektir. Bir engelli bireyin en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgi, korunma ve güvenli bir ortam sunulmasıdır. Ancak bu sağlanamamış ve bir evladımız göz göre göre yaşam hakkını kaybetmiştir. Buradan çıkacak karar sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani boyutu olan karar olmalıdır. Buradan çıkacak karar aynı zamanda insanlık dersi niteliğinde olmalıdır ve bu kararla sadece kişilerin cezalandırılması değil, en üst mertebede olanların da gereğini yapmasını bekliyoruz. Buradan sayın bakana sesleniyorum, istifa etmeniz için daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor sayın bakan? Bu yaşananın liyakatsiz kadrolar, denetimsizlik ve kurumlar arası iletişimsizlik ve hiç şüphesiz bakanlığın yetersizliği ile doğrudan ilgisi var. Daha en temel hak olan yaşam hakkını, toplumun en kırılgan kesimlerinde koruyamadığınız o koltukta oturmaya devam etmeyin derhal istifa edin."