Ahmet Aras: "Muğla'daki otellerin yangına uygunluk denetimlerini yapıyoruz"

Ahmet Aras: "Muğla'daki otellerin yangına uygunluk denetimlerini yapıyoruz"

Haber: İleyda ÖZMEN / Kamera: Yasin KABADAYI

(ANKARA) - Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Bolu'daki elim olaydan sonra tekrar hem turizmcilerimiz, hem valiliğimiz hem yerel yönetim hep birlikte şu anda Muğla'daki otellerin yangına uygunluk denetimlerini, güvenlik denetimlerini yapıyoruz. Bir de tabi ilgili firmalar var akredite firmalar onlar da görevini yapacak. Bütün bu yetkili kurum kuruluşlar denetimlerini yapacak ki dünyanın her yerinden gelen misafirler ülkemizden ve dünyanın her yerinden gelen misafirler güvenle tatillerini yapabilsinler. Bu çok önemli bir husus. Biz Muğla'mızda güvenli bir tatile hazırız" dedi.

Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi Toplantısı (SODEMBEK), CHP Genel Merkezi’nde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başkanlığında toplandı. Toplantıya CHP'li büyükşehir belediye başkanları da katıldı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, toplantı öncesi ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Bolu Kartalkaya'daki yangın faciası hakkında konuşan Aras, şunları söyledi:

"Öncelikle tabii ki yangın önlemlerini almak ve can kayıplarını önlemek o oteli işleten insanların yani otele yatırım yapan insanların, otel sahiplerinin görevi. Çünkü insanlar oraya güvenle geliyorlar. Orada başlarına bir şey gelmeyeceğini düşünerek geliyorlar. Oradaki yönetim sonuçta o önlemleri almak zorundaydı. Ama tabi denetim yetkileri de var. Denetim yetkisini haiz olan bakanlığımız yerel yönetimler veya özel idare, valilik kim varsa herkesin denetim görevini yerine getirmesi gerekiyor. Tabi Bolu'da iş biraz farklı. Çünkü orada mücavir alan dışında bir otel. Ruhsatlarını ve işletme belgelerini bakanlıktan alıyorlar o otellerin hepsi. Hatta imar planlarını dahi belediyeler yapmıyor o bölgede. O yüzden orada farklı bir durum var.

"Hem yerli misafirlerimiz hem de dünyanın her yerinden gelen yabancı misafirlerimiz için gerekli önlemler alınmış durumdadır"

Ama genel olarak biz Muğla'da büyükşehir belediyesi olduğumuz için itfaiye bütün ilin genelinden sorumludur. Ve özellikle bütün tesisler bizden gelirler itfaiye raporu alırlar. O itfaiye raporu aldıktan sonra da belediyelere gidip ilçe belediyelerinden işletme ruhsatlarını alırlar. Sonra da Bakanlığa gidip turizm işletme belgelerini alırlar. Sistem bu şekilde yürür. Şimdi bu olay tabii ki olduktan sonra artık bütün otelciler öncelikle kendilerini bir denetimden geçirmeye başladılar. Ama biz zaten bu denetimleri zaman zaman yapıyorduk. Aslında bu denetimler zaman zaman ruhsat değişimlerinde ve aynı zamanda eğer ilgili firmadan veya tesisten bir talep gelirse yapılır. Ama biz yine de buna rağmen belli bir iletişimle zaman zaman gidip bu denetimleri kendimizle gerçekleştiriyorduk. Tabii bu elim olay olduktan sonra artık tekrar hem turizmcilerimiz, hem valiliğimiz hem yerel yönetim hep birlikte şu anda Muğla'daki otellerin yangına uygunluk denetimlerini yapıyoruz. Güvenlik denetimlerini yapıyoruz. Bir de tabi ilgili firmalar var akredite firmalar onlar da görevini yapacak. Bütün bu yetkili kurum kuruluşlar denetimlerini yapacak ki dünyanın her yerinden gelen misafirler ülkemizden ve dünyanın her yerinden gelen misafirler güvenle tatillerini yapabilsinler. Bu çok önemli bir husus. Biz Muğla'mızda güvenli bir tatile hazırız. Bunu da buradan ifade etmiş olalım. Hem yerli misafirlerimiz hem de dünyanın her yerinden gelen yabancı misafirlerimiz için gerekli önlemler alınmış durumdadır."

"Gazetecilere yapılan bu türlü baskılar basın özgürlüğüne darbedir"

Son dönemde belediye başkanlarına ve gazetecilere soruşturma açılarak gözaltına alınmasına tepki gösteren Aras, şunları söyledi:

"Sadece belediye başkanlarına değil, belediye başkanlarına, sanatçılara yine siyasi parti genel başkanlarına ve gazetecilere şu anda biliyorsunuz ciddi bir baskı var. Toplumda da konuşan sosyal medyadan herhangi bir şey paylaşan herkes şu anda kendini tehdit altında hissediyor. Bu demokrasilerde kabul edilir bir şey değil. Özellikle son dönemde Halk TV'de yaşanan bu hususta gerçekten çok manidar. Gazetecilik yapan insanlar bunlar. Bizler de yerel yöneticiler olarak yani bir kamu görevlisiyiz aynı zamanda ve yerel yöneticiyiz, bizim hakkımızda da bir süre eleştiriler yapılıyor, biz de bazen hakarete de maruz kalabiliyoruz ama daha hiçbir şekilde bize bunları yapanların tutuklanıp cezaevlerine konduğunu zaten görmedik. Olmasın da zaten böyle bir şey. Yani bu çok yanlış bir şey olur. Ama burada sanki sadece hani iktidarın belli bir politikası gibi görünüyor bu. Yani bir adalet olarak algılanmıyor. Halk arasında da bu şekilde algılanmıyor. Halk tarafından bunun algısı tamamen iktidarın muhalefete baskı yaptığı veya gündemi değiştirmeye gayret ettiği, işte yangın oluyor, ekonomik kriz zaten ortada, bugün Suriye olayları var bunun gibi daha birçok konuda yine gündem değiştirme çabaları gibi algılıyor halk bunu. Olsa da algılıyor olmasa da algılıyor. Ama özellikle gazetecilere yapılan bu türlü baskılar basın özgürlüğüne darbedir. Yani bunu kesinlikle vicdanlar kabul etmez. Çünkü gazeteciler, gazetecilik yapıyorlar. Sadece fikirlerini beyan ediyorlar, söylemlerini söylüyorlar. Eğer yaptığı bir suçsa da zaten onun hesabını verir. Sorun değil. Bunlar için zaten davalar açılıyor ama gidip tutuklayıp yani söylediği bir sözden dolayı cezaevine koymak çok ağır yaptırımlar bunlar. Yani normal demokrasilerde olmayacak yaptırımlar. Hepimiz hesap vermeye hazırız. Ama şafak operasyonlarıyla veya itibar suikastlarıyla veya bu şekilde basını baskı altına alan uygulamalarla veya sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlarda ciddi yaptırımlarla yani bu dünyada da böyle algılanır. Ülkede de böyle algılanır. Hiç kimseye de bir faydası olmaz."

"Denizden arıtmayı devreye sokacağız bu yaza"

Aras, Muğla Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan ve yapılacak projeleri de şöyle anlattı:

“Muğlamızda şu anda çalışmalarımız büyük bir hızla devam ediyor. Bütün altyapısından, üstyapısına kadar her türlü şu anda alana el atmış durumdayız. Özellikle su krizi, geçtiğimiz yılda yaşanan su krizine yine önlem için hatları değiştiriyoruz. Yeni kaynaklar tespit ediyoruz. Denizden arıtmayı devreye sokacağız bu yaza. Yani ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Kurak peyzaj çalışmalarına başladık. Yani az su kullanan su tasarrufuna gidecek şekilde yine tarımsal sulamada özellikle damlama sulama gibi daha tasarruflu yöntemleri orada hayata geçiriyoruz. Yani suyun idareli kullanımı, yeni kaynaklar ve mevcut hatların özellikle patlayan eski hatların arızalı hatların değişimi gibi ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kanalizasyon çalışmalarımız da yine arıtma tesisi çalışmalarımız da değişik bölgelerde devam ediyor. Muğla'mız çünkü çok büyük. Her bir bölgesinin ihtiyacı çok fazla.

"Fethiye Ölüdeniz yolunu yapıyoruz. Sezondan önce bitirmeyi planlıyoruz"

Yine bunun dışında özellikle üst yapıda yol çalışmalarımız var. Bu önümüzdeki yıl için yaklaşık 2 buçuk milyarlık bir yol yatırımı planlıyoruz. İlk adımı da, ilk temeli de dün itibariyle Fethiye'mizden attık. Fethiye Ölüdeniz yolunu yapıyoruz ki orası tam bir turizm yoludur. Milyonlarca insan Ölüdeniz'e gelir orada. O bölgeyi yeni ve modern, çağdaş bir yolla şu anda buluşturuyoruz. Yaklaşık dört ay sürecek bir çalışma. Sezondan önce bitirmeyi planlıyoruz. Daha bunun gibi daha diğer tabii ilçelerde sadece Fethiye'de değil. Bütün ilçelerde çalışmalarımız var şu anda. Sezona hazırlanıyoruz. Bu yıl umarız turizm sezonu da iyi geçer. Esnafımız, turizmcimiz herkes bu sene en azından birazcık turizm hareketinden ekonomisini düzeltir diye düşünüyoruz. Biz de tanıtımlara da devam ediyoruz. Şimdi geçtiğimiz dönem İngiltere Londra Fuarı'na gittik. Şimdi Mart ayında Berlin Fuarı'na gidiyoruz. Her alanda hem Muğla'mızın tanıtımı için turizmden elde edeceğimiz geliri arttırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

"Davanın sonunda o arama ruhsatı iptal edildi"

Bir de çevreyle ilgili aldığımız önlemler var, çalışmalar var. Kıyıların işgalleri, termik santrallerin kömür sahaları, madenler, gibi birçok konu son dönemde gündemde. Oralarda da gerekli hukuki mücadeleyi sürdürüyoruz. En son Yatağan Termik Santralinin kömür havzalarında yapılacak olan bir genişletme ve büyüme için ve yeraltı madenciliği için alınmaya çalışılan bir izni iptal ettirdik şu anda. Çünkü tarım alanlarını ve bizim özellikle su kaynaklarımız, su rezervlerimizi tehdit ediyordu. Dava açmıştık. O davanın sonunda o arama ruhsatı iptal edildi ve bu konuda da tabii ki halkımıza da buradan bunu duyurmak isterim. Çünkü su en kritik şu anda kaynaktır."