Barış Yenidünya: 2027 yılında şirketlerin yüzde 50'si yapay zeka ajanı kullanmaya başlayacak (2)
'YAPAY ZEKA ARAŞTIRMA ALTYAPILARI OLUŞTURULABİLİR'
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu'nda sunum yapan, Deloitte Türkiye Mühendislik, Yapay Zeka ve Veri Hizmetlerinden Sorumlu Barış Yenidünya, yapay zekanın etkisi ile birlikte bazı iş gruplarının ortadan kalkacağını ve Türkiye'deki otomasyon sektörünün riskli bir durumda bulunduğunu söyledi. Yenidünya, "Türkiye'de yüksek kapasiteli yapay zeka araştırma altyapıları oluşturabilir. Üniversite ve teknopark ekosistemini kapsayan ‘Yapay Zeka Süper Bilgisayar Merkezleri’ ile kamu ve özel sektör hizmet vererek kümelenmeler kurulabilir. Türkiye, devlet bünyesinde toplanan verileri KVKK çerçevesinde güvenli biçimde yapay zeka girişimleriyle paylaşabilir. Bir ulusal veri kütüphanesi oluşturabilir" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'DE ÇALIŞAN NÜFUSUN YÜZDE 55'İ YAPAY ZEKA İLE YAPILABİLECEK İŞLERDE ÇALIŞIYOR'
Ardından komisyonda, E&Y Veri ve Analitik Hizmetlerinden Sorumlu Serter Baltacı'nın sunumuna geçildi. Baltacı, yapay zekanın küresel görünümü ve büyüklüğü ile ilgili şöyle konuştu:
"Amerika'da 17 bin 700 yapay zeka şirketi, 41 binin üzerinde patenti ortaya koymuş ve bunu da 22 bin 500 profesyonelin üzerindeki bir grupla yapmış. Çin'de bu sayı ise bin 900 yapay zeka şirketi var. Patent sayısı ise 30 bine yaklaşıyor ve Amerika'nın yüzde 75'ine yaklaşan bir patent var. Hindistan da ise 2 bin 900 yapay zeka şirketiyle yaklaşık 2 bin 700 patent oluşturduğunu fakat iş gücü olarak 13 bin 600 profesyoneli ön plana çıkarttığını gördük. Bunun ekonomiye etkisine, gelişmiş ekonomiler çerçevesinde baktığımızda, açıkçası gayrisafi milli hasılaya olan etkisinin de en büyüğünün Amerika'da olduğunu gördük. Bu anlamda, önümüzdeki 10 yıl içerisinde hane gelirine 675 milyar ile 13 trilyon dolar arasında yapay zeka çalışmalarının, aksiyonlarının, aktivitelerinin etki edeceğini yapılan araştırmalarda görmüş olduk. Türkiye ise sıralama olarak yetkin yapay zeka kaynağı geliştirme konusunda gerek nüfus sayımız gerek teknik üniversitelerimiz gerek şu an iş gücünde bulunan teknik personelimizin 'reskill-upskill' programlarıyla farklı bir yere getirilmesiyle en hızlı, en büyük kazanımı kazanabileceğimiz yer olarak değerlendiriyorum ve kesinlikle Türkiye'nin burada çok çok hızlı aksiyonlar alarak farklı bir boyuta gelmesi gerektiğini düşünüyoruz."
'İSTİHDAMA, SOSYAL BARIŞA BÜYÜK ETKİSİ OLACAK'
E&Y Veri ve Analitik Danışmanlığı Direktörü Reyzi Devrim Pamir ise yapay zekanın iş gücü kaybına neden olması ile ilgili, "Yapay zeka değil ama yapay zekayı kullanan kişiler yerimizi alacak, bu kadar farklılaştırıcı bir şey. Direkt elbette ki insan tarafından zaman içerisinde ilk önce üretkenliği arttıran, hızlandıran ve daha düşük maliyetle karar alma süreçlerini oluşturan bu teknolojiler, bir süre sonra çok tekrarlı ve düşük katma değerli işlerin yerine geçecek. Bu sürecin nasıl yönetileceği ileriki senaryoları farklılaştırabilir. Yeni yetenek kazanımlarıyla birlikte sistemi kullanılabilen insanlar mı yetiştireceğiz, yoksa orta ve düşük yetenekleri gerektiren iş kollarının tamamen AI tarafından yapay zeka tarafından ele geçirilmesini mi tercih edeceğiz? Bu elbette ki politika yapıcıların vereceği önemli kararlardan biri olacak. Hem yeni iş fırsatları doğacak ama hem de istihdamı negatif anlamıyla etkileyebilecek etkileriyle birlikte total olarak baktığımız zaman ekonomik katkısının yüzde 1,5'u geçmeyeceğini düşünülüyor. İstihdama etkilerine baktığımızda ise yüzde 55 yapay zeka teknolojileri tarafından tamamen yapılabilecek işleri içeriyor. Tekrar etmek istiyorum, Türkiye'deki çalışan nüfusun yüzde 55'i tekrar eden yapay zeka tarafından rahatlıkla yapılabilecek işlerde çalışıyor, istihdama, sosyal barışa bu anlamıyla büyük etkisi olacak" diye konuştu.
'ÇİP ÜRETİMİNİ DESTEKLEMELİYİZ'
Türkiye'nin çip üretimine önem vermesi gerektiğini vurgulayan Pamir, şöyle devam etti:
"Türkiye'de, en iyi veri merkezlerini, gerekli altyapıyı, yeteneği, her şeyi kurgulayabiliriz ama gün sonunda gelip dışarıya bağımlı kalacağımız nokta çipin kendisi olacaktır. Bunu çip krizi yaşandığı dönemde, belirli sektörlerde gördük ama özellikle son dönemde çok gururlandığımız, ön plana çıkan milli savunma sanayimizin bu anlamda, desteklenebilmesi veya finansal sektörü destekleyebilecek, Türkiye'de ve yakın coğrafyalarda üretimle büyüyebilecek kurumlarımızın da arka planda operasyonlarını güvence altına alacak bir yolculuğu da açıkçası biz bu Komisyonun dikkatine sunmak istedik. Bu anlamda, bunun başlangıç noktası, tabii ki ilgili mevzuat ve teşvik programlarının gerçekleştiriliyor olması, pilot projeler ve AR-GE projeleriyle devam edilecek. Bu yolculukta da yine ekosistemin, inovasyon iş birliğinin ön plana çıkacağı, aslında bir test platformunun kurgulanması, yetenek setinin eğitim ve becerilerinin de uzun ve orta vadede planlanıyor olmalıdır. Buna yönelik programların da hazırlanıyor olmalı ve gün sonunda üretime geçebilecek tesislerin kurgulanıp sürdürülebilir bir inovasyon ekosisteminde kurularak yaşatılması, büyütülmesi sadece Türkiye'mize değil, yakın coğrafyaya ve dünyaya hizmet verecek, aslında bir noktada da bulunması gerekiyor." (DHA)
Aliekber METE/ ANKARA, (DHA)-