İmamoğlu’nun ''lisans diplomasına'' yönelik iddialar... İmamoğlu, soruşturmada, örgütlü suçlar bürosuna ifade verecek

Habera: OKTAY YILDIRIM - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT
(İSTANBUL) - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, lisans diplomasına yönelik iddialar üzerine, ''resmi belgede sahtecilik" suçundan başlatılan savcılık soruşturmasıyla ilgili, ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer ve İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, düzenledikleri basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pehlivan, İmamoğlu'nun bu kez ifadeye davet edildiği savcılığın terör suçları bürosu değil. örgütlü suçlar bürosu olduğunu belirterek, "Çağrı kağıdında hangi suçlamanın atılı olduğuna dair bir beyan yazmıyor" dedi.
Ekrem İmamoğlu hakkında, 1994 yılında mezun olarak aldığı İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü lisans diplomasıyla ilgili, ''resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla başlatılan savcılık soruşturmasıyla ilgili ceza hukukçusu Prof. Dr. Adem Sözüer ve İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, Saraçhane’de, "Olan Diploma" başlıklı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Basın toplantısında gazetecilerin soruları ile Prof. Dr. Adem Sözüer ve İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın yanıtları şöyle:
"YÖK'ün o tarihlerde genel bir uygulaması yok"
Soru: "1992 tarihli YÖK belgesi Girne Amerikan Üniversitesi'ni tanımadığına istinaden değil mi? Peki burada daha açıklayıcı bir şey yok mu? Yani bundan önce aldığım kararlar buna istinaden değil, o başka, bu başka, bu kararı şuna istinaden verdim gibi. Oradaki flu bırakan şey ne tam olarak?"
Prof. Dr Adem Sözüer: "YÖK'ün o tarihlerde genel bir uygulaması yok. Üniversitelere şunları ben tanıyorum, bunları tanımıyorum diye bir belgesi yok. Her üniversite biz komisyonlarda bakıyorduk başvuruculara. O bir üniversite midir? Ve programı diyelim ki ben hukuk fakültesinde hukuk fakültesi midir diye. Dolayısıyla bir tanınırlık diye bir şey söz konusu değildir. Karıştırılan başka bir şey de denklik konusu. Denkliğin zaten o diplomalarının tanınmasıyla ilgili. Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesi'nden aldı diplomasını, Kıbrıs'tan almadı. Bunun da konumuzla hiçbir ilgisi yok.”
Avukat Mehmet Pehlivan: "Aslında konu flu değil. Flulaştırılmaya çalışılıyor. Ya bu manipülatif haberlerler hukuka çok da uygun olmayan raporuyla bu konuda bir fluluk yaratılarak bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Aslında biz hocamın da bahsettiği gibi olan hukukla mücadele etmiyoruz. Bir yaratılmaya çalışılan bir algıyla mücadele etmeye çalışıyoruz. Ben de sunumum esnasında dile getirdim. Ama tekrar bir cümleyle vurgulamam gerekir ki. Yatay geçiş başvurusunun yapıldığı tarihte tanıma ve denklik işlemlerinin yasal mevzuatta bir dayanağı yok. Yasal mevzuata dayansa bile 2010’lu yıllara kadar yatay geçişlerde tanıma ve denkliğin bir muhataplığı yok.”
"Sorunun yanıtını savcılar verebilir"
Soru: "Ekrem İmamoğlu’na 2019’dan bu yana altı tane dava açıldı. Baktığımız zaman halk tabiriyle ceviz kabuğunu dolduramayacak konulardan. Cumhurbaşkanlığı başvurusu yapıldı. Tekrar bunlar gündeme getiriliyor. Amaç diplomayı şüpheli hale getirip bunu engellemek mi?"
Prof. Dr. Adem Sözüer: "Cevabı tabii ki hukuki değil, siyasi. Ama yine bir mütalaa verdiğim için bir cevap verebilirim. Bu konunun buraya gelmesinin temel sebebi 2019 yılında Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını vermeyi durdurduğu andan itibaren ve daha sonra bu seçimlerin işte sandık kurullarında teröristler var, sonuçları etkilediklerinden itibaren başlayan birtakım iddialar ve soruşturmalar süreçlerinden buraya geliyoruz. Ekrem İmamoğlu'nun işte İçişleri Bakanlığına yönelik ifade kullanmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu'nun bunu üstlenip suç duyurusunda bulunması daha sonra Ekrem İmamoğlu'nun eleştirilerinin veya ifade özgürlüğü haklarını kullanmasının savcılıklarda soruşturma yapmasından gelen bir süreç var. Bu sefer de 1990’daki yatay geçiş meselesi gündeme getiriliyor. Soruşturulsun elbette bunda bir şey yok. Ama Ekrem İmamoğlu'nun bu raporda. Herhangi bir koşulunda, başvurusunda sorun olmamasına rağmen bu konu neden bir savcılık meselesi oluyor? Asıl mesele bu. Bu sorunun cevabını da o savcıların vermesi lazım.”
"Savcılığın çağrı kağıdında atılı suç bulunmuyor"
Soru: "Sayın İmamoğlu üç hafta önce Çağlayan'da ifadesini terör savcısına vermişti. Bu soruşturma kapsamında ifade vereceği savcılık birimi hangisi?"
Prof. Dr Adem Sözüer: "Bunları görüyor, duyuyorum. Yani Antalya'dan Kayseri'ye Türkiye'nin neresinde bir konuşma yapılırsa yapılsın nedense İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve terör dairesine gidiyor. Basın konuları da"
Avukat Mehmet Pehlivan: "Ekrem Bey'in ifadeye davet edildiği savcılık soruşturma bürosu bu kez terör suçları bürosu değil. Ama bu da olağanın dışında, bir örgütlü suçlar bürosundan çağırıyor. Diğer yönden de çağrı kağıdında hangi suçlamayla, hangi suçlamanın atılı olduğuna dair bir beyan yazmıyor. Hocam az önce bahsettiği gibi bu kanuni düzenlemeye aykırı olduğu gibi savunma hakkında kısıtlayan bir şey.”
“51 kişiden sadece İmamoğlu hakkında rapor hazırlanıyor”
Soru: "Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Üniversitesi'ne geçiş sürecinde aynı yıl 51 kişinin kendisiyle geçiş yaptığını söylemiştiniz. Fakat YÖK'ün araştırma raporunda ekrana yansıyan kısımda hakkında araştırma yürütülen kişiler olarak İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü ve Ekrem İmamoğlu ismini görüyoruz. Diğer kişiler dahil değil mi? Eğer öyleyse neden Ekrem İmamoğlu hakkında böyle bir çalışma var? Bir şikayet veya ihbar mı var?”
Avukat Mehmet Pehlivan: "Yani böyle şöyle evet bir ihbar dosyası üzerine savcılığa yapılan kaçıncı olduğunu bilmediğimiz bir ihbar dosyası üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı yanlış hatırlamıyorsam kasım 2024 tarihinde YÖK Denetlemesini bu konuda bir araştırma raporu hazırlamasını talep ediyor. Onun üzerine zannediyoruz ki yalnızca Sayın İmamoğlu hakkında hazırlanıyor rapor."
“Belgeler YÖK ve savcılıkta mevcut”
Soru: "İstanbul Üniversitesi de aslında bu konuda bir içinde işin ve siz belgeleri de toplamışsınız ve 1990 yılında da verdiği gazete ilanını gördük. Belgeleri toplarken, üniversiteyle iletişime geçtiniz mi size herhangi bir açıklamada bulundular mı?”
Avukat Mehmet Pehlivan: Toplanan bilgi ve belgelerin tamamı zaten soruşturma dosyasının içerisinde olan YÖK araştırma raporunun ekinde de var. Sadece yanıltıcı bilgi yaymak açısından YÖK raporu paylaşılıyor ama 224 sayfa, bahsettiğimiz ekrana yansıttığımız belgelerin tamamı araştırma raporunu hazırlayan YÖK'ün de önünde var. Cumhuriyet Savcılığı'nın da önünde var. Bu nedenle bilgileri dosyadan temin ediyoruz. Özel çaba yok.”
“Kural ve kaideler geriye yürümez”
Soru: "Sayın İmamoğlu'nun geçiş yaptığı dönemde, özel üniversiteden, devlet üniversitelerine geçiş yapmak, yatay geçiş yapmak mümkün müydü? Bir de yatay geçiş için aranan şartlardan biri de o bölüme en son giden, en son taban puanla giren öğrencinin puanından düşük olmaması gerekiyor geçiş yapacak öğrencinin. Bu da sağlanmış mıydı?”
Prof.Dr. Adem Sözüer: "Bu zaten yine Ekrem İmamoğlu'nun meselesi değil. Yani Ekrem İmamoğlu ilana bakıyor. Yani bu ilandaki koşullara göre başvuruyor. Bu başvuran öğrenciler hani acaba denklik var mı yok mu veya işte tanınırlık var mı yok mu? Ya da özel üniversiteden devlet üniversitesine geçiş var mı yok mu diye yani başvuranın böyle bir yükümlülüğü yok. O ilana göre bakıyor. Belgelerini veriyor. Belgeleri doğru mu? Bunun bakımından bir sorun yok. Ha bu soru kimin ilgilendirir? Hani o zamanki yönetmelikte böyle yasaklar var mı, Komisyonu ilgilenir. O zamanki yönetmelikte yurt dışındaki üniversiteden, Türkiye'deki üniversiteye geçişte sizin dediğiniz gibi özel üniversiteden devlet üniversitesine geçiş yok gibi hiçbir engel, yasak hiçbir düzenleme yok. Bugün de özel üniversite aslında özel üniversite diye bir şey söz konusu değil. Türkiye'deki vakıf üniversitelerinden devlet üniversitelerine geçiş vardır. Hani bir özel üniversite yoktur Türkiye'de. Hepsi vakıf üniversitesidir. Yurt dışındaki üniversite özel mi? Vakıf mı bunun da bir önemi yok. Önemli olan yurt dışındaki üniversiteden Türkiye'ye geçiş olup olamadığı bakımından da bir sorun yoktur. Dolayısıyla bir özel üniversite tartışması kesinlikle söz konusu değil. Bu yatay geçişin gelmesinin sebebi, çalışkan öğrenciler, belli bir notun üzerinde almış öğrenciler kendiyle ilgili bölüme geçebilsin diye yapılmış. Dolayısıyla ÖSS ile ilgili olarak o zamanki yönetmelikte herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Zaten yönetmeliği yansıttık, herkes de o zamanki yönetmeliğe bakabilir. Zaten araştırma raporunda da baktığınız zaman ÖSS ile ilgili herhangi bir şey yok yani ÖSS'ye puanı şu olacaktı diye bir herhangi bir şey yok. O yüzden raporda diyor ki Ekrem İmamoğlu'nun başvurmasında sorun yok."
Avukat Mehmet Pehlivan: "Bahsettiğimiz bu iki hususta YÖK tarafından 2010’lu yıllarda getirilen düzenlemeler. Bu yıllarda veyahut da günümüzde şu an yeni getirilen düzenlemeleri dönüp ta 30 yıl önce tatbik etmeye çalışıyorlar. Sunumda da bahsettim. Kural ve kaideler geriye yürümez. Bu hukukun en prensiplerindendir."