TBMM Başkanvekili Karaca'nın 23 Nisan mesajı: "Bugün, milli iradenin temsilcisi olan Meclis, yürütmenin gölgesinde bırakılmak isteniyor"

(ANKARA) - TBMM Başkanvekili ve CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mesajında, "Bugün, Meclisin kurucu ruhunu, hukuksal omurgasını ve temsil ettiği milli egemenlik ilkesini adım adım aşındıran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bugün, milli iradenin temsilcisi olan Meclis, yürütmenin gölgesinde bırakılmak, anayasal kurumlar, siyasal iktidarın takvimine göre çalıştırılmak, egemenlik ilkesi, anayasal bir norm olmaktan çıkarılıp bir propaganda mefhumuna indirgenmek isteniyor. Anayasa, yalnızca iktidarın menziline göre hatırlanan, iktidarın lütfuyla uygulan bir vitrin metne; yargı, iktidar merkezlerinden işaret bekleyen, siyasal keyfiyete kurban edilen bir araca, Meclis ise yürütmenin gölgesinde bırakılan bir 'ritüel mekanı'na, yürütmenin dolaylı memurluğuna dönüştürülmek isteniyor. Yani Meclisin kararları, Anayasa Mahkemesinin içtihatları, milletin doğrudan iradesi yok sayılıyor" ifadelerini kullandı.
Karaca, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında 23 Nisan 1920'nin, milletin kendi kaderine sahip çıkma iradesinin tarihsel kaydı olduğunu belirten Karaca, şunları kaydetti:
"Bugün, bir kurucu iradeyi, bir anayasal hafızayı, millet egemenliğine yaslanmış bir devlet tahayyülünü hatırladığımız ve hatırlattığımız bir takvim yaprağı… Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105. yılında, milletin iradesinin bir daha geri alınmamak üzere egemenlik makamına yerleştirildiği o büyük tarihin yıl dönümündeyiz. O günkü ruh, savaş koşullarında bile milletin iradesini merkeze almayı bilmiş bir iradedir. Bu kürsü, saltanata karşı milletin iradesini, imtiyaza karşı eşitliği, keyfiliğe karşı hukuk devletini kurumsallaştırma kararlılığıyla kurulmuştur. O gün atılan adım, tarihin akışını değiştirmiştir. Ve bu akışı sürdürebilmek, her birimize düşen siyasal ve tarihsel bir sorumluluktur.
"Bu Meclis talimat değil, temsil makamıdır"
Ne var ki bugün, Meclisin kurucu ruhunu, hukuksal omurgasını ve temsil ettiği milli egemenlik ilkesini adım adım aşındıran bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bugün, milli iradenin temsilcisi olan Meclis, yürütmenin gölgesinde bırakılmak, Anayasal kurumlar, siyasal iktidarın takvimine göre çalıştırılmak, egemenlik ilkesi, anayasal bir norm olmaktan çıkarılıp bir propaganda mefhumuna indirgenmek isteniyor. Anayasa, yalnızca iktidarın menziline göre hatırlanan, iktidarın lütfuyla uygulan bir vitrin metne; yargı, iktidar merkezlerinden işaret bekleyen, siyasal keyfiyete kurban edilen bir araca, Meclis ise yürütmenin gölgesinde bırakılan bir 'ritüel mekanı'na, yürütmenin dolaylı memurluğuna dönüştürülmek isteniyor. Yani Meclisin kararları, Anayasa Mahkemesinin içtihatları, milletin doğrudan iradesi yok sayılıyor. Oysa bu Meclis talimat değil, temsil makamıdır. Bu kürsü iktidarın değil, milletin kürsüsüdür. 1920’de Meclisin açıldığı gün 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' denmişti. Bugün bu cümle, saray vesayetinin keyfiliği karşısında yeniden savunulmayı bekliyor. Çünkü milletin iradesi, ne tehdit diliyle bastırılabilir ne de anayasal kurumlar iktidarın siyasal ömrünü uzatmak adına araçsallaştırılabilir.
"Egemenlik, hiçbir kişiye, zümreye, aileye ya da partiye devredilemez"
23 Nisan, saltanata karşı milletin; biata, keyfiliğe karşı anayasanın, kuralların ilanıdır. 23 Nisan; çocuklara armağan edilmiş bir bayramdır. Bu bayram, aynı zamanda bir vasiyettir: Egemenlik, hiçbir kişiye, zümreye, aileye ya da partiye devredilemez. Çünkü Cumhuriyet, sadece bugünü değil, yarını da kurmak iddiasıyla doğmuştur. Bir rejimin geleceği, çocuklara oyuncaklar dağıtarak değil, onların yaşayacağı toplumu hukuka, eşitliğe ve adalete yaslayarak inşa edilir. Bugün çocuklarımıza bırakacağımız miras saraylar değil, sağlam kurumlardır. Korku düzeni değil, hukuk düzenidir. Sınıfsal ayrıcalıklar değil, toplumsal adalettir.
"Egemenlik millette değilse, devlet yalnızca bir tahakküm aygıtına dönüşür"
Bu Meclisin 105 yıllık tarihi bize bir şeyi daha göstermiştir: Egemenlik millette değilse, devlet yalnızca bir tahakküm aygıtına dönüşür. Bugün bir kez daha ilan ediyoruz ki ne Anayasa sessiz kalacak ne de bu Meclis susturulacaktır. Çünkü biz, milletin egemenliğini, çocuklarımızın yarınını ve bu Cumhuriyet’in kurucu ilkelerini savunuyoruz.
Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu Meclisi kuran iradeyi, o günkü tüm öncülerimizi saygıyla anıyor; çocuklarımızın eşit, özgür ve adil bir ülkede büyüyeceği günlerin mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun."